Türk yazarların Muharrem Ayı ile ilgili yorumu+video
Türk yazarlara göre, Aşura gününü matem, dua ve ibadetle geçirenler, Ehl-i Beyt’i, Hz. Muhammed’i, Allah’ı sevindirir ve razı ederler.
Bugün Hicri takvimine göre 10 Muharrem 1445, (28 Temmuz 2023) Aşura günüdür. Hazreti İmam Hüseyin (a.s) ve 72 yakınının Muharrem ayının onuncu günü olan “Aşura Günü”nde Kerbela’da şehit edilmeleri nedeniyle bugün, “matem günü” olarak görülüyor.
Muharrem Ayı’nın önemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan bazı Türk yazarlara göre Aşura gününü matem, dua ve ibadetle geçirenler, Ehl-i Beyt’i, Hz. Muhammed’i, Allah’ı sevindirir ve razı ederler. İşte Türk yazarların Aşura günü ile ilgili yorumu:
Kerbela, soykırım, matem ve milat
Türk gazeteci Uğur Kepekçi ‘Kerbela, soykırım, matem ve milat’ başlığlı yazısında Aşura gününü şöyle yorumluyor:
“Bugün 10 Muharrem, Aşura günüdür. Peygamberin ciğerparesi, cennet gençlerinin efendisi, “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Allah Hüseyin’i seveni sever” buyurduğu İmam Hüseyin (a.s.) ve 72 yareninin çoluk çocuk acımadan hunharca katledildiği gündür.
Kerbela, soykırım, matem ve milat
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Kerbela hakkındaki tespiti bütün insanlık âleminin tefekkür etmesi gereken bir tespittir:
‘Kerbela faciası tarihte eşi olmamış bir soykırımdır’
Muharrem, Hicri 61 yılında Hz. İmam Hüseyin (a.s.)’ın Kerbela’da şehit edildiği günden itibaren adı, yönü, şekli değişen; kıyamete kadar da matem vasfı değişmeyecek olan bir ay şekline dönüşmüştür.
Allah’ın haram aylar arasında zikrettiği Muharrem ayında, savaşmanın ve kan dökmenin yasaklandığı halde; sözüm ona Müslüman kılıklı kâfirler, münafıklar tarafından, Peygamber (s.a.a.)’nin ciğerparesi, şehitlerin efendisi olan İmam Hüseyin (a.s.)’ın ve ashabının soykırımı sebebiyle mateme dönüşmüştür.
Kerbela soykırımından itibaren Muharrem, matemdir. Muharrem, İmam Hüseyin (a.s.)’ın yasını tutmaktır, ağlamaktır. Muharrem, Ehl-i Beyt’i anlamaya çalışmaktır.
Kerbela bir milattır. Kerbela’ya kadar Muharrem ile Kerbela’dan sonra Muharrem asla aynı kefeye konamaz. Bu sebeple Kerbela, hicret gibi yeni bir dönemin başlangıcıdır.
Aşura gününü matem, dua ve ibadetle geçirenler, Ehl-i Beyt’i, Hz. Muhammed’i, Allah’ı sevindirir ve razı ederler.”
Âşûrâyı ve Hz. Hüseyin Efendimizin Şahadetini Düşünelim!
Yeni Akit yazarı Yaşar Değirmenci ise “Âşûrâyı ve Hz. Hüseyin Efendimizin Şahadetini Düşünelim!” başlıklı yazısında Aşura olayını şöyle derelendiriyor:
“Muharrem ayının tarihimizde ve kültürümüzde de ayrı bir yeri vardır. Muharrem ayı, âşûrâ ayıdır. Âşûrâ, birlik ve beraberliğimizin, paylaşma ve dayanışmamızın sembolüdür. Aşure aşındaki farklı nimetlerin kaynaşarak ortak bir tada dönüşmesi gibi, milletimiz de asırlardır birlikte yaşama ahlakının gereği olarak sevinci ve kederi, nimeti ve külfeti, muhabbeti ve meşakkati paylaşmıştır.
Muharrem ayı aynı zamanda hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarası olan Kerbelâ olayının yaşandığı aydır. Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i Beytten olmak üzere, beraberindeki yetmişten fazla Müslüman, Kerbelâ’da şehadet şerbeti içmiştir. Kerbelâ, çetin bir imtihanın ve derin bir hüznün adıdır. Kerbelâ, Sevgili Peygamberimizin aile efradından asırlara miras kalan ağır bir derstir. Bugün Kerbelâ, İslam ümmetinin, bütün müminlerin asırlardır dinmeyen ortak hüznü ve kederidir. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun; mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, kalbinde iman taşıyan, Resulullah Efendimizi, ashabını ve ehl-i beytini sevip sayıp onlara muhabbet besleyen her müminin ortak acısı ve kederidir.
Kerbelâ’yı anlamak için Hz. Hüseyin’i tanımak lazımdır. Hz. Hüseyin, dedesi olan Hâtemü’l-Enbiyâ Muhammed Mustafa aleyhisselamın yolunda yürüyen şerefli bir mümindir. Hz. Hüseyin, haksızlığın ve zulmün karşısında duran; hakkın, adaletin, vefanın, sadakatin ve erdemin yoluna baş koyan haysiyetli bir Müslümandır.
Hz. Hüseyin’i sevmek, onun, uğruna can verdiği değerleri sahiplenmeyi gerektirir. Zira o, bütün nesiller ve çağlar için onurlu bir hayatın ve asil bir duruşun muhteşem örneğidir. Hz. Hüseyin’in imanını ve ahlakını kuşanmak, aynı zamanda onun yiğit ve fedakâr şahsiyetini gençlerimize aktarmak bizim görevimizdir. İhmal etmeyelim”.
Muharrem günleri ve Ehl-i Beyt
Yeni Mesaj gazetesi yazarı Ergül Güner “Muharrem günleri ve Ehl-i Beyt balığlı yazısında “Muharrem ayı akıyor ve Aşura yaklaşıyor. Muharrem ayı Ehl-i Beyt’i anlama, tanıma ve onlara benzemeye çalıştığımız bir mübarek zaman dilimidir. Ehl-i Beyt bütün ömürlerini Allah’ın (cc) rızasına, muhabbetine, övgüsüne mazhar olmak için yaşadı.
Ehl-i Beyt sıratı müstakimin, teslimiyetin, vefanın, ibadetin, aşkın, fedakârlığın, infakın, zühdün, takvanın adeta en mükemmel, en güzel yaşayan numuneleri ve insanlığa her alanda en kâmil yol göstericiler olmuşlardır.
Yeni Kerbelalar yaşamak istemiyorsak, yeni YezİT’lerin dünyanın, insanlığın özelde Müslümanların başına bela olmasını istemiyorsak bu Muharrem günlerinin ruhuna nüfuz ederek Ehl-i Beyt’in gemisine binmeye çalışmalıyız.” görüşünü savundu.