Sinvar’ın Şehadeti Son Değildir!

İslam şahısi ya da bireysel bir olay değildir. İnsanlık tarihi boyunca binlerce peygamber gelmiş olup Allah’ın dini her zaman birinci planda olmuştur. Direniş de İslam’dan doğan bir olgudur.

Zalimle barışma, zalimle savaş, diyor İslam. Direnç budur. Direniş lideri İsmail Haniya’nın şehadeti sonrasında örgütün liderliğini Yahya Sinvar devraldı. Sinwar, gençliğinden beri direniş cephesindeydi ve eline silah aldığı günden itibaren İsrail’in kabusu haline geldi. Son arzusunu gerçekleştirdi. Hacı Kasım Süleymani, Seyyid Hasan Nasrullah, İsmail Haniyye başucunda şehadeti aldılar. Amerika ve İsrail artık direniş komutanlarının ifadelerinden memnun değil. Uzun yıllardır şehit ekibin yerini alan kişi, Siyonizmin liderlerine yeni sürprizler yaşatıyor. Sinwar’ın savaş alanında şehit olması bir sürprizdi. İsrail onu tünellerde aradığında işgalci Siyonistlerle karşı karşıyaydı. Evet Sinwar’ın tanıklığı direnişin sonu değil. Fedakar ve adaletsever Filistinli gençler, Kudüs’ün özgürlüğüne giden yolda şehadet kuyruğuna girdi. Sinvar’ın ifadesi dünya toplumunun barbar İsrail’i tanımasında bir başka adımdı. Dünya, direniş komutanlarının işgalci Netanyahu gibi sığınaklarda saklanmadığını, vatanlarının özgürlüğü için sahada savaştıklarını gördü. Direnişin bir bireyle değil, bir okulla ilgili olduğunu sonsuza kadar dünya gördü. Bu okulun nihai hedefi işgalci, çocuk katili, insanlık düşmanı İsrail’in yeryüzünden silinmesidir. İsrail ortadan kaldırılmalıdır; bu, milyonlarca barışçıl Yahudinin en büyük arzusudur.