Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler’deki Rolü ve Bölgedeki Büyük Savaşın Başlatılması

Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler’deki Rolü ve Bölgedeki Büyük Savaşın Başlatılması

Siyonist rejimin başbakanı, Birleşmiş Milletler toplantısında, farklı ülkelerden gelen onca heyetin salonu terk etmesinin yarattığı öfkeyle konuşarak, bu rejimin yeni bir Orta Doğu oluşturmak için savaştığını söyledi.

Son iki haftadır devam eden olaylar ve Cuma günü Siyonist rejimin Lübnan halkına karşı işlediği suç, herhangi bir doğrudan veya dolaylı anlaşmanın kapatılması için yeterlidir. Pars Today’in haberine göre, el-Ahbar gazetesi, Lübnan ve bölgenin yeni bir karşılaşma aşamasına girdiğini ve bunun bölgenin yüzünü değiştireceğini yazdı.

Siyonist rejim, Beyrut’un güney banliyösündeki bir yerleşim alanına geniş çaplı saldırılar düzenleyerek, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ı öldürmeyi hedeflediğini açıkladı. Bu saldırıyla birlikte, bu rejimin Lübnan’ın güneyine kara saldırısı düzenleme niyetinde olduğu yönünde spekülasyonlar ortaya atıldı.

Önceden Planlama

İsrailli medya, Beyrut’un güney banliyösüne düzenlenen saldırının uzun zamandır planlandığını ve Netanyahu’nun New York’a gitmeden önce bu rejimin savaş kabinesinde onaylandığını kabul etti. Bazı İsrailli kaynaklara göre, Savunma Bakanı Yoav Galant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Tel Aviv’deki hava kuvvetleri komuta merkezinden operasyonun uygulanmasını denetlediler.Siyonist rejimin askeri radyosunun muhabiri, askeri kaynaklara dayanarak bu operasyonun Orta Doğu’nun yüzünü değiştirebileceğini belirtti. Zor günlerin İsrail’in önünde olduğunu ve Tel Aviv’in İran, Irak, Yemen ve Suriye gibi birçok meseleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. İç düzeyde ise bu rejim, Hizbullah’ın intikam saldırılarından korktuğu için tüm sığınakları Siyonistlere açtı.Birçok kişi, bu suçun savaş yolunu beklenenden çok daha fazla açtığını ve işgalci rejimin Lübnan ile tam ölçekli bir savaş başlatma çabalarını gözler önüne serdiğini düşünüyor; bu durum Gazze’de yaşananlarla benzerlik gösteriyor.

Amerika’nın Siyonist Rejime Desteği

Siyasi diyalogların dosyası sonsuza dek kapanmış olsa da, Amerika hâlâ sürekli siyasi bir çözüm çağrısıyla bu suçun sorumluluğundan kaçmaya çalışıyor. Amerikalılar, Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırısı sırasında Joe Biden ve hükümetinin Netanyahu’nun eylem ve davranışlarından duyduğu rahatsızlığı sürekli olarak dile getirdiğini hatırlıyor. Ayrıca, New York’taki toplantıya katılan Lübnan heyeti, İsrail’in şu anda herhangi bir anlaşmadan bahsetmeyecek durumda olduğunu ve Amerikalıların bu rejime ciddi baskılar yapmadığını açıkladı. Bu rejim, Lübnan hükümetini de tehdit ederek, Beyrut havaalanı ve limanını gözetim altında tuttuğunu ve hiçbir ülkeden Hizbullah’a silah ulaşmasına izin vermeyeceğini belirtmişti. Amerika Birleşik Devletleri de Irak hükümetine, Iraklıların Hizbullah’a göndereceği yardım konvoylarının kara ve havadan İsrail tarafından saldırıya uğrayacağını, Irak’ın Amerikalılara bu konvoyları Beyrut’a hareket etmeden önce denetleme izni vermezse böyle olacağını bildirmişti.Siyonist rejimin iç cephe liderleri, bu rejimin saldırılarını genişletme niyetini gösteren başka bir hamle olarak, işgal altındaki tüm bölgelerde olağanüstü hal ilan etti ve Hizbullah’ın misilleme saldırılarından korkarak tüm yerleşimcileri sığınaklara gitmeye ve orada kalmaya çağırdı. Direniş dün gece Safed, Tiberias ve Kiryat Shmona bölgelerini roketlerle hedef aldı.

Netanyahu: Savaşa Devam Edeceğiz

Netanyahu, Birleşmiş Milletler kürsüsünde rol yaparken, hükümeti aynı gösterinin bir başka aşamasını uygulamaya hazır hale geliyordu; bu nedenle, Kudüs’teki yabancı gazetecileri özel bir konuşma izlemeye davet etti. Netanyahu, bu gazetecilerin önünde birkaç dakika barışa olan ilgisinden bahsettikten sonra asıl konuya geçerek, “Savaşın sona ermesi için Hamas’ın teslim olmasından ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasından başka bir çare yoktur; eğer böyle bir şey olmazsa savaşa devam edeceğiz” dedi.Birleşmiş Milletler toplantısında Netanyahu, farklı ülkelerden gelen onca heyetin salonu terk etmesinin yarattığı öfkeyle kıvranırken ve katılımcıların Siyonist rejimin vahşetine karşı tezahüratlarının yükseldiği bir ortamda, bu rejimin yeni bir Orta Doğu oluşturmak için savaştığını söyledi. İran’ı birkaç kez tehdit ettikten sonra, “Tahran bize saldırırsa biz de İran’ı vururuz ve İran’ın hiçbir yeri bizim erişimimizden çıkmaz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eleven + 10 =