Neden Irakçı, Guterres’in Sözlerini Kabalık Buldu?

Neden Irakçı, Guterres’in Sözlerini Kabalık Buldu?

İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin İran’ın nükleer programı hakkındaki sözlerine tepki olarak, İran’ın nükleer silahsızlanmaya olan bağlılığının herkesçe bilindiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Çarşamba günü Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, İran’ın ABD ile ilişkilerini iyileştirmek için ilk adımı atmasını ve nükleer silah üretme amacı olmadığını açıkça belirtmesini istedi.

Bu açıklamadan saatler sonra İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçı, X hesabından yaptığı açıklamada (doğrudan bu açıklamaya atıf yapmadan) şunları söyledi: “İranlılara, nükleer silahlardan vazgeçmeyeceklerine dair bir kez daha söz vermeleri gerektiğini söylemek kabalık olur. İran’ın nükleer silahsızlanma rejimine olan uzun süreli bağlılığı herkesçe bilinmektedir.”

Irakçı, İran’ın 1968’de NPT’nin kurucu üyelerinden biri olarak anlaşmayı imzaladığını hatırlatarak, “Yüce Liderimiz tüm kitle imha silahlarını haram kılmıştır” dedi.

 Irakçı ayrıca, İran’ın 2015 yılında kapsamlı bir denetim rejimini içeren nükleer anlaşma olan KOEP’i imzaladığını ve hiçbir zaman nükleer silah aramayacağını, üretmeyeceğini veya elde etmeyeceğini açıkça belirttiğini söyledi.

İran Cumhurbaşkanı Stratejik İşlerden Sorumlu Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif de Davos’taki bir röportajda Tahran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurgulayarak, “Nükleer bomba yapma iddiası, İran’ı güvenlik meselesi haline getirme çabasıdır” dedi.

Irakçı’nın BM Genel Sekreteri’ne verdiği cevapta önemli bir diğer nokta, İsrail’in nükleer silahlarına ve Batılı ülkelerin bu konudaki çifte standartlarına dikkat çekmesidir.

Guterres, İran’ın barışçıl nükleer programı hakkında şeffaflık istediği halde, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından İran’a yapılan en kapsamlı denetimlere rağmen, İsrail nükleer silah anlaşması olan NPT’ye taraf bile değil.

Bu durum, uluslararası silah kontrol sistemindeki ciddi bir çelişkiyi ortaya koymaktadır. İran, NPT’ye taraf olan bir ülke olarak yoğun denetim ve yaptırımlara maruz kalırken, İsrail hiçbir uluslararası denetim olmaksızın nükleer silahlara sahiptir.

Bu dengesizlik, bölgesel güvenliği tehdit etmekte ve Batı Asya ülkeleri arasındaki güvensizliği artırmaktadır. Batılı ülkelerin ve uluslararası kuruluşların İsrail’in nükleer programı konusundaki sessizliği, İran ve bölgedeki diğer ülkeler tarafından çifte standart olarak görülmektedir.

Çeşitli kaynaklara göre İsrail’in nükleer başlık sayısı 90 ile 400 arasında değişmektedir. İsrail’in bu konudaki şeffaf olmaması, bu konudaki tahminlerin farklılık göstermesine neden olmaktadır.

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT), 1968 yılında nükleer silahların yayılmasını önlemek ve nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını teşvik etmek amacıyla imzalanmıştır.

Bugüne kadar 189 ülke bu anlaşmaya katılmıştır. Ancak İsrail, Hindistan, Pakistan ve Güney Sudan bu anlaşmaya taraf olmamıştır. İsrail’in NPT’ye üye olmaması, bu ülkeye uluslararası denetim dışında nükleer programını geliştirme imkanı vermektedir.

Seyyid Abbas Irakçı, Antonio Guterres’in sözlerine cevaben, bölgemizdeki en önemli sorunun İsrail’in Gazze’deki soykırımı ve Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarını işgali olduğunu belirtmiştir. İsrail’in nükleer silahları ve NPT’ye katılmaması dünyanın gerçek tehdididir ve bu gerçeğin görmezden gelinmesi veya örtbas edilmesi doğru değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 + ten =