Küfür ateşi her şeyi yakar

Küfür gerçekleri örtbas etmek ve saklamak anlamına gelmekte olup fert ve toplum açısından ağır sonuçları olabilir.

Hayatta birçok insan hastalık ve maddi sorun gibi zorluklarla karşılaşabilir. İnsanoğlunun karşılaştığı bu zorlukların herbiri bazen Allah’ın insanı imtihan etmesinden kaynaklanmaktadır. Bazen de daha önce alınan nimetlere karşı yapılan nankörlük sonucu ortaya çıkar. Şükretmek daha çok nimetin gelmesine sebep olduğu gibi, eksikliği de nimetlerin kaybolmasına sebep olur.

Bakara suresi 28. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Sizler cansız iken size O hayat verdiği halde Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra diriltecek, sonra O’na götürüleceksiniz.”

Yüce Allah Kur’an’da insanın varoluşsal zayıflığının farkına vararak hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Cenab-ı Hakk’ın varlığını inkâr etmemesi vurgulanmaktadır. Ayetten alınacak dersler şunlardır:

1-Küfr kelimesi birşeyi örtmek saklamak anlamına gelir. Kâfir kelimesi bazen çiftçi için kullanılır. Bunun nedeni, bu kişinin tohumu toprağa koyması ve üzerini toprakla örtmesidir. Kafir Allah’ın verdiği nimetlerin değerini gizleyen veya Allah’ın varlığını gizlemeye çalışan kişidir.

2-Kur’an insanoğluna ağaç, taş, sopa gibi cansız yaratıklar olduğunu daha sonra ise hayat nimetinin verildiğini hatırlatır. İnsan hayat ve varlık nimetine sahip olduğunda çeşitli organlar, akıl ve idrak bahşedildi. Bilim adamları bu mucizeleri anlamaktan aciz kalmışlardır. Allah tarafından bu kadar nimete sahipken insan nasıl küfr içinde olabilir ve Allah’ı inkar edebilirsiniz?

3- Allah’ı tanımanın en iyi yolu, kendi yaratılışımız ve dünyanın yaratılışı üzerinde düşünmektir. Yaratılış, yaşam ve ölüm üzerine düşünmek insanı, yaşamın kendisinden olmadığı sonucuna götürür çünkü eğer öyle olsaydı insan sonsuza kadar yaşardı. Gerçek olan yaşamın Allah tarafından insana verilmiş olması ve sonra alınmasıdır.

Nihayetinde Allah inkâr ve küfr içinde yaşayıp küfür içinde ölenler hakkında şöyle buyurur: “Gerçekleri inkâr eden ve inkârcılığa saplanmış olarak ölenlere gelince, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üzerinedir!” (Bakara: 161)