İsrail’e koşulsuz desteğin sayesinde Almanya’nın yumuşak gücünün azalması

İsrail’e koşulsuz desteğin sayesinde Almanya’nın yumuşak gücünün azalması

Almanya’nın İsrail’e koşulsuz desteği ve Filistinlilerin acılarına karşı uyguladığı çifte standart, bu ülkenin Batı Asya’daki yumuşak etkisini azalttı.

Onlarca yıldır İsrail’i Arap dünyasıyla uzlaştırmaya çalışan Almanya, bölgede önemli ölçüde yumuşak nüfuz elde etmeyi başardı ve uzun süredir ticari ve ekonomik ilişkilerde arabulucu olarak tanınıyor. Ama şimdi Batı Asya’da durum farklı; Filistin direnişine destek artıyor ve birçok Arap, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını “soykırım savaşı” olarak değerlendirip kınıyor.

Almanya, aklına Holokost hayaleti yerleşmişken, İsrail’in Gazze saldırısına başlangıçta destek vermeye devam etti.

Bu nedenle Almanya’nın Aksa Tufanı operasyonunu başlatarak Gazze’deki savaşa verdiği kararlı ve insanilik karşıtı tepki, bu ülkenin dünyadaki güvenilirliğini her zamankinden daha fazla artırmaktadır.

Olaf Schultz, 7 Ekim 2023’ten ve Aksa Tufanı operasyonunun başlamasından beş gün sonra yaptığı konuşmada, ülkesinin Gazze’deki yeni savaşa yönelik politikasını net bir şekilde tanımladı ve şunları söyledi:

“Şu anda Almanya için tek bir yer var: İsrail’in yanında olmak.”

Kasım 2023 itibarıyla İsrail’e verdiği silah ihracat izini neredeyse 10 katına çıkaran Almanya, savaşın başlangıcından bu yana İsrail’in ABD’den sonra en büyük ikinci silah tedarikçisi haline geldi.

Almanya’nın İsrail konusunda taraflı tutumu, Tunus gibi bazı Arap ülkelerinde durumu, Berlin’in İsrail’in çocuk katili rejimine verdiği desteğe karşı ilk kez bu ülkede protestoların oluşması noktasına getirdi.

Geçtiğimiz yılın ekim ayında, Tunus’un etrafında yeni bir lisenin açılış töreninde Almanya’nın Tunus Büyükelçisi “Peter Progel”in sözleri tartışmalara neden olmuştu.

Hikaye şundan ibaretti: Bu tören sırasında Tunus Eğitim Bakanı Gazze ile dayanışma ilan etti ve ardından “Progel” İsraillileri kurban diye andı.

Birkaç gün sonra protestocular Alman büyükelçiliği önünde toplanarak bu Alman diplomatın istifasını istedi.

Almanya’nın İsrail’e verdiği destek, bu ülkenin Batı Asya’daki birçok kurumunu da ele geçirdi.

Bu bağlamda, “Forgin Policy” beş Batı Asya ülkesinde faaliyet gösteren altı Alman kurumunun dokuz çalışanıyla röportaj yaptı. Görüşülen kişiler, Almanya’nın Gazze savaşındaki katı tutumunun, ortakları ve yerel topluluklarla çalışma konumlarını tehlikeye attığına inanıyor.

Batı Asya’daki Alman kurumlarının uzun süredir çalışanları, İsrail’in Batı Şeria’yı işgalinin bir apartheid örneği olduğunu ve Almanya’nın dış politikasının İsrail-Filistin çatışmasının gerçeklerinden uzak olduğunu itiraf ediyor.

Bu kurumların çalışanları, İsrail’in Filistinlilere yönelik muamelesiyle ilgili “apartheid”, “soykırım” gibi terimlerin meslektaşları arasında yaygın olarak kullanıldığını söylüyor. Oysa Alman hükümeti “apartheid” ve “soykırımı” reddediyor ve bunları Yahudi düşmanı olarak görüyor.

“GIZ”in (Alman Uluslararası İşbirliği Ajansı) bazı çalışanları da, Almanya’nın bu savaşa katılmasının bu kurumda öfke ve tiksinti yarattığını, Foregin Policy’ye anlattı. Bu bağlamda Batı Asya’da çalışan birçok Alman kuruluşu, kimliklerini  ve bölgedeki yerel çalışanlarını ve ortaklarını korumak amacıyla halka açık etkinlikleri gizlice iptal edip raporların yayınlanmasını ertelediler ya da İsrail’i destekleyen projelerin logolarını kaldırdılar.

Washington Arap Merkezi’nin 2020’deki araştırmasına göre Arapların çoğunluğu Almanya’nın dış politikasına olumlu bakıyor. Ancak Ocak 2023’te Doha Enstitüsü tarafından yayınlanan başka bir araştırmaya göre, 16 Arap ülkesinde ankete katılanların %75’i Almanya’nın Gazze savaşının ortasındaki tutumu hakkında olumsuz görüşe sahip.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 × 1 =