İsrail neden temelde İran ile rekabet edemez? 4 kısa nokta

İsrail neden temelde İran ile rekabet edemez? 4 kısa nokta

İran, son yıllarda Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’taki yerel topluluklarla insan odaklı ve ağ tabanlı etkileşimlerini genişleterek, Siyonist-Batı tehditlerine karşı birleşik bir şekilde hareket eden bir tür bölgesel ittifaka ulaşmıştır.

Pars Today – İran, son yıllarda Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’taki yerel topluluklarla insan odaklı ve ağ tabanlı etkileşimlerini genişleterek, Siyonist-Batı tehditlerine karşı birleşik bir şekilde hareket eden bir tür bölgesel ittifaka ulaşmıştır.

Cumartesi günü İsrail’in İran’a saldırısı, İran’ın bölgedeki gücünü ve stratejik gelişimini gösterme fırsatı sundu. Bu olay, yalnızca İran’ın askeri gücünü değil, derin tarihsel bağlar ve İslami-İranî inançlara dayanan bir kültürel-medeniyet direnişinin sembolüdür ve İran’a coğrafi sınırların ötesinde bir kimlik kazandırmaktadır. Bu bağlamda, Pars Today’de belirtilen birkaç ana noktaya dikkat çekmek mümkündür:

İran’ın Tarihsel-Medeniyet Kimliği: İran’ın bu karşılaşmalardaki gücü yalnızca askeri kapasiteye dayanmaz; aynı zamanda İslam inançları ve özellikle Ehli Beyt odaklı bir tarihsel ve kültürel kimliğe kök salmıştır. Bu kimlik, Al-ı Bûye Devleti döneminden ve özellikle Safevîler döneminden günümüze kadar İran’ın iç ve dış politikalarında kilit bir rol oynamış ve İran’ın politikasını diğer ülkelerden ayıran bir özellik kazandırmıştır. Bu medeniyet bağları, İran’ın savunma politikalarını da şekillendirerek, karmaşık modern dönemde bile özel yetenekler kazandırmaktadır.

İran’ın Caydırıcılık Gücü: İsrail’in İran’a yönelik saldırısı, önemli kısıtlamalarla karşılaştı ve İran’ın askeri ve stratejik derinliğine ciddi bir zarar veremedi. Bu, İran’ın geniş askeri üsler ve taktik yetenekler temelinde yüksek bir caydırıcılık gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Bu yetenekler, İsrail’i İran’a karşı herhangi bir askeri eylemde bulunma konusunda temkinli olmaya zorlamakta ve birçok kısıtlama getirmektedir.

Eş güdümlü İttifaklar Yoluyla Bölgesel Güç: İran, son yıllarda Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’taki yerel topluluklarla insan odaklı ve ağ tabanlı etkileşimlerini genişleterek, Siyonist-Batı tehditlerine karşı birleşik bir şekilde hareket eden bir tür bölgesel ittifak oluşturmuştur. Bu ittifaklar, İran’ın düşmanları karşısındaki caydırıcılığı ve etkisini artırarak, İran’ın ve bölgedeki halkların gücünü, birkaç on yıl öncesine göre daha geniş bir nüfuz alanına yaymıştır.

İsrail’in Sahte Doğası: Ancak İsrail, bu tarihsel kimlik, askeri güç ve eş güdümlü ittifaklarla karşı karşıya kaldığında, birden fazla cephede savaşmak zorunda kalmakta ve İran’ın stratejik tehditlerine karşı temkinli adımlar atmaktadır. Bu durum, yalnızca İsrail’in operasyonel kısıtlamalarını göstermekle kalmaz, aynı zamanda Siyonizm’in doğasından kaynaklanan içsel zayıflık ve krizleri de gün yüzüne çıkarmaktadır; bu kriz, bu rejimin ortaya çıkışından bu yana, Filistin topraklarının gaspı ve kronik gerginlikler nedeniyle sürekli olarak başına dert olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fifteen − 10 =