İsrail-Filistin Meselesinde Gözden Kaçanlar
Siyonistler, Amerika ve Avrupalı devletlerin himayeti ile 70 yıldır Filistin topraklarını işgal ederek sahte bir İsrail rejimi vücuda getirerek Filistin halkını bu rejimin kontrolü altında teslim almaya çalışıyorlar.
Siyonistlerin Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme projesinin amacı, İsrail’in Filistin halkı tarafından resmen tanınmasını sağlamaktır.
Amerika yanlısı Arap liderler çeşitli yollarla Filistin halkını susturmaya çalışsa da Filistin direniş hareketi günden güne güçlenerek Siyonistlerin projesine ve umutlarına bir darbe indirmektedir.
Filistinlilerin siyonist rejime karşı duruşu bir an olsun dinmiyor günden güne büyümektedir. Siyonist rejim yaklaşık beş yıldır bir iç siyasi kriz ile boğuşmaktadır. Netanyahu’nun yeniden iktidara gelmesiyle bu kriz doruğa ulaşmış durumdadır.
Yargı reformu karşı protestolarına katılan savunma bakanının istifası İsrail’de istikrara ciddi bir darbe vurmuş, İsrail Ulusal Güvenlik Araştırma Enstitüsünün ”İran bölüm” başkanı Sima Shin, mevcut durumu Siyonist rejim tarihindeki en karanlık ve en kötü dönemi olarak nitelendirmişti.
Siyonist rejimin liderleri, rejimin hayatının garantörü olan Amerika ile ilişkilerdeki soğukluk hiç bu düzeyde olamadığını ve bunun son nokta olduğunu değerlendiriyorlar. Ama bu son noktayı belirlemesi gerekenin de Filistin halkı olduğunu unutuyorlar.
Netanyahu’nun iktidara gelmesinden bu yana, direniş hareketi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırısına Lübnan ve Gazze’den roket atışlarıyla karşılık verilmesi, İsrail’in hayali güvenlik korumasının pamuk ipliğine bağlı olduğu görüldü.
Dünyanın her bir noktasından Filistin’e nakledilen Yahudiler, Filistinlilerin bin yıl geçse de işgalle barışmayacağından emindirler. Bu yüzden imkanları olanlar İsrail’i terk ediyor.
Evet, Filistin yeni bir patlamanın eşiğinde. Her direniş, sahte rejimin ömrünün sonuna daha da yakınlaştırıyor. Siyonist liderler şimdiden çöküş gününün uzak olmadığını söylemeye başladılar.
