İslami Cihad, diplomasiye meydan okuyor
Hareketin önde gelen isimlerinden biriyle yapılan bu özel röportajda, İslami Cihad’ın savaşa ve devam eden ateşkes müzakerelerine bakış açısı vurgulanmakta ve Gazze’de ‘Direniş Ekseni’ ile en uyumlu silahlı grup olduğu gösterilmektedir.
The Cradle’da ”The Filistin İslami Cihad’s defiance amid diplomacy: ‘Gaza will not be allowed to fall” başlığıyla yayınlanan Ebu İmad el-Rıfayi ile yapılan röportaj, İsrail ve Gazze arasında devam eden çatışmaya dikkat çekiyor ve İran’a ait insansız hava araçları ve füzelerin rolünü vurguluyor. Ayrıca Kudüs Tugayları gibi Filistinli direniş gruplarının İsrail saldırganlığı karşısındaki direncinin ve Batı Asya’daki bölgesel dinamiklerin öneminin altını çiziyor.
***
Beyrut’ta yaşayan Filistin İslami Cihad yetkilisi Abu Imad el-Rıfayi geçtiğimiz günlerde The Cradle ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajda İsrail’in Gazze ile devam eden çatışması, Batı Asya jeopolitiğinin karmaşıklığı ve tüm dünyanın ilgisini çeken ateşkes müzakerelerinin mevcut durumu ele alındı.
Geçen yıl 7 Ekim’de gerçekleşen Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından bölgenin dinamiklerinde önemli bir değişiklik meydana geldi. Bu değişikliklerden biri de İran’a ait insansız hava araçları ve füzelerin Gerçek Söz Operasyonu’na doğrudan dahil olmasıydı.
Bu röportajda, Filistin İslami Cihad’in silahlı kanadı Kudüs Tugayları ve müttefik grupları da dahil olmak üzere Filistin direnişinin hedeflerini tartışarak mevcut durumu derinlemesine inceliyoruz. Ayrıca Batı Asya ve ötesi için daha geniş sonuçları da araştırıyoruz.
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik acımasız saldırısı sekizinci ayına yaklaşırken, Hamas ile İsrail arasında dolaylı görüşmeler devam ediyor. Bu arada Tel Aviv, bir milyondan fazla Filistinli sivilin son sığınağı olan Refah’ı işgal etmeye hazırlandığını duyurdu.
Bu bağlamda Rıfayi, Filistin’in kurtuluş davasına kendini en çok adamış gruplar arasında yer alan Kudüs Tugayları ile yerel düzeyde yoğunluğunu koruyan bölgesel direnişin devam edeceği sözünü veriyor:
The Cradle: Katar’ın geri çekildiği bir dönemde Türkiye neden Hamas için arabuluculuk rolüne soyundu?
Rıfayi: Türkiye’nin bölgesel ve iç meseleleri var ve Hamas ile güçlü ilişkileri var. Bu durum bazı ülkelerde Ankara’nın Filistin dosyasını devralacağı korkusunu yaratıyor.
Katar’a gelince, İsrail Hamas’ı finanse ettiği suçlamasıyla baskı ve şantaj yapmaya çalışıyor ama Doha’nın elinde Gazze’ye para transferlerinin İsrail-Amerikan onayı altında yapıldığına dair kanıtlar var.
The Cradle: Filistinliler ve İsrailliler müzakerelerden ne istiyor?
Rıfayi: İsrail bir kafa karışıklığı ve çelişki içinde. İstediği şey Netanyahu’nun arzu ve isteklerini gerçekleştirmeden Gazze’deki savaşı sona erdirmek değil. Müzakerelerde Netanyahu’nun bir anlaşmaya varma konusunda ciddiyet eksikliği var ve Netzarim bölgesi ile Selahaddin Caddesi (Gazze Şeridi’nin içinde) üzerindeki kontrolünü sürdürmekte ısrar ediyor. Gazze). Direniş bir anlaşmaya varma konusunda ciddi ancak iki temel nokta geri alınamaz: Gazze Şeridi’nden çekilme ve ateşkes.
The Cradle: Şimdi bir anlaşmaya varmak direnişin çıkarına değil mi?
Rıfayi: Direniş, halkımıza yönelik acımasız savaşı durdurmak için bir anlaşmaya varmak istiyor, ancak tam bir çekilme sağlanmadan ve kalıcı saldırganlık durdurulmadan hiçbir İsrailli mahkum serbest bırakılmayacak ve direniş durmayacaktır. İsraillilere teslim olmak halkımızın sözlüğünde yer almamaktadır.
The Cradle: Hamas yetkilisi Halil el-Hayya geçtiğimiz günlerde iki devletli çözümü kabul etmeye ve askeri eylemlerden vazgeçmeye hazır olduklarını açıkladı. Bu Hamas için bir manevra mı yoksa yeni bir strateji mi? Hamas bu yola girerse Filistin İslami Cihad’in pozisyonu ne olur?
Rıfayi: Gerçekçi olmayan ve imkansız varsayımlarda bulunmaya gerek yok. Kardeş Halil el-Hayya el-Cezire’ye verdiği bir röportajda bunu şöyle açıklamıştı: “Basın röportajlarında her zaman ifadeleri değiştirir ve tahrif ederler.”
The Cradle: İsrail Refah’ı işgal ederek bir başarı elde edebileceğine ve belki de Kassam [Hamas’ın silahlı kanadı] liderlerini ve mahkumları orada bulabileceğine inanıyor.
Rıfayi: Refah’ı işgal etmek İsrailliler için kolay değil. Şeridin kuzeyini ve merkezini işgal ettiler ve hiçbir şey elde edemediler. Kuzeyden hala roketler atılıyor ve direniş orada savaşmaya devam ediyor. İsrailliler kuzeyde hiç esir olmadığından emin mi? İsrail kuzeydeki savaşı çözemezse, başka bir yerde çözebilir mi?
İsrail’in iç durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklarının askere gitmesine izin vermeyi reddeden 400 İsrailli asker ailesi var. Bu durum askeri kurum içinde bir isyan vakası oluşturacak ve [Başbakan Benjamin] Netanyahu’ya ateş açılacak mı? Bu aileler ona şunu soracak: ‘Mahkemeye gitmemek için çocuklarımızı ölüme mi götürmek istiyorsunuz?
İsrail’in Refah’a girmekte tereddüt etmesinin tek nedeni Washington’un reddi değil, aynı zamanda iç çelişkiler de var. Askeri ve güvenlik kurumları da Netanyahu’nun savaşın hedeflerine ulaşma kabiliyeti konusunda fikir sahibi.
The Cradle: Direniş Refah’ta köşeye sıkışırsa, bu daha geniş bir bölgesel çatışmayı tetikler mi?
Rıfayi: Lübnan direnişi [Hizbullah] Gazze’nin düşmesine izin vermeyecektir.
The Cradle: Netanyahu hükümeti mevcut baskılar altında çökebilir mi?
Rıfayi: Netanyahu ve hükümetinin durumu istikrarsız. Gazze’ye saldırının başında açıkladığı hedeflerin hiçbirine ulaşamadı. Ne İsrailli mahkumlar serbest bırakıldı ne de Hamas ortadan kaldırıldı ve İsrail sokağının baskısının yanı sıra İsrail muhalefetinin savaşa ilişkin tutumu ve Netanyahu’nun tutumundan bir şekilde endişe duymaya başlayan Amerikan tutumunun ışığında işlerin nereye gittiğini bilmiyoruz. Tüm bunlar onun çöküşüne yol açabilir.
The Cradle: Filistin İslami Cihad’in önemli liderlerinin 7 Ekim’den önce suikasta kurban gitmesi örgütü nasıl etkiledi?
Rıfayi: Liderlerin ölümünün lojistik ya da askeri değil ahlaki bir etkisi var. Şehitlik, direniş savaşçılarının yolu takip etme kararlılığını arttırır, tersi değil.
The Cradle: İran’ın Şam’daki konsolosluklarının bombalanmasına verdiği askeri tepkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Rıfayi: İran’ın yaptığı stratejik bir değişimdir ve İsrail ile olan çatışma denklemine net bir çizgi çekmiştir. İsrail ilk kez bu kadar çok sayıda insansız hava aracı ve füzeyle hedef alındı ve dünya onu binlerce mil ötedeki bir İslam ülkesinden korumak için seferber oldu. Bu, İsrail ile olan çatışmanın yönetiminde büyük ve çok önemli bir değişimdir. Siyonist varlık ile halk direnişi arasındaki çatışma aynı zamanda varlık ile bir devlet arasındaki çatışmaya dönüşmüştür ve bunun bir sonraki aşamanın doğası üzerinde etkileri vardır.
The Cradle: Yemen’deki Ensarullah ve Iraklı gruplar gibi oluşumların Gazze’ye devam eden desteğinin uzun vadeli sonuçları nelerdir?
Rıfayi: Bölgedeki Amerikan varlığı Washington için maliyetli hale geldi ve savaş gemileri ve filoların konuşlandırılması, bölgedeki tüm bu Amerikan askeri varlığından çıkılabileceği için egemenliği sürdürme yeteneği anlamına gelmiyor. Özellikle de 7 Ekim’de İsrail’in kırılganlığına ve dünyanın onu düşmekten kurtarmak için nasıl çırpındığına tanık olduktan sonra, bir sonraki aşamada İsrail Amerikan yönetimi için büyük bir ek yük oluşturacaktır. Ayrıca Amerika’nın iç durumuna da bakmalıyız.
The Cradle: İleriye baktığınızda savaş sonrası Gazze için ne öngörüyorsunuz?
Rıfayi: Elbette insanların evlerine dönmesi, barınmaları ve yeniden inşanın hızlandırılması, evlerin, hastanelerin, okulların ve üniversitelerin yeniden inşa edilmesi için hızlı bir şekilde çalışılması yönünde ahlaki bir talep var ancak yeniden inşanın ertelenmesinden korkuluyor. Buna ek olarak, Gazze’deki direniş grupları, yani Hamas ve Filistin İslami Cihad, Gazze’ye yönelik saldırıdan kaynaklanan zorlukların üstesinden gelmek için stratejiler oluşturmak üzere mevcut savaşı değerlendirecektir.
The Cradle: Lübnan gazetesi el-Ahbar geçtiğimiz günlerde Netanyahu’nun talebi üzerine BM’nin Lübnan’daki Filistin İslami Cihad liderleriyle görüşmek üzere bir arabulucu gönderdiğini ve arabulucunun İsrail’in sizinle müzakere etmeye istekli olduğunu ifade ettiğini bildirdi.
Rıfayi: Orta Doğu Barış Süreci Koordinatör Yardımcısı başka bir adamla birlikte geldi. Filistin İslami Cihad ile müzakere etmek için bir mesaj taşıdıklarını söylediler. Direniş gruplarının Hamas’taki kardeşlerine Mısır ve Katar aracılığıyla müzakere etme yetkisi verdiği konusunda hareketin tutumu netti.
The Cradle: Savaştan sonra Gazze Şeridi’ni kim yönetecek?
Rıfayi: Gazze kendi halkı tarafından yönetilecektir. Gazze yönetiminin direnişle uyum içinde olmaması kabul edilemez.
The Cradle: Savaşın ne kadar süreceğini tahmin ediyorsunuz?
Rıfayi: Hiç kimse savaşın ne zaman biteceğini tahmin edemez. Direnişin talepleri konusunda İsrail’in tutumunda bir değişiklik olmazsa “savaş uzun sürer”. Netanyahu bir serap üzerine bahis oynuyor ve savaşın ertesi gününden korkuyor. Asıl soru şu: İsrail toplumu bu kadar savaşa dayanabilir mi?