İslam İnkılabı Lideri: Kutsal savunma, direniş sınırlarını genişletti

İslam İnkılabı Lideri: Kutsal savunma, direniş sınırlarını genişletti

Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Tahran’daki İmam Humeyni (r.a) Hüseyniyesi’nde Kutsal Savunma savaşçıları, emekli askerler, şehit aileleri, Kızılay ekipleri, yazarlar ve sanatçılar ile dün bir araya geldi.

Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, bu görüşmede toprak bütünlüğünün korunması, İran halkının muazzam kapasite ve kabiliyetlerinin ortaya çıkması, Ülkenin coğrafi olmayan sınırlarının genişlemesi, direniş kavramının ve kültürünün ülkede ve dünyada büyümesi ve güçlenmesinin, dünyanın kabadayıları ve habis Saddam cephesine karşı İranlıların topyekun savunmasının sonuçlarından olduğunu belirtti. 
Dün ve kutsal savunma haftası eşiğinde dün gerçekleşen görüşmede, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, dayatılan savaşta düşmanların temel hedefinin İslam İnkılabı ve İslam Cumhuriyeti’nin bastırılıp yok edilmesi ve ülkenin parçalanması olduğunu belirterek şöyle devam ettiler: “Büyük İslam İnkılabı, eşsiz bir olaydı, zira o zamana kadar sonucu hem dini ve hem halkçı bir hükümet olan bir inkılap yoktu ve dünyanın kabadayıları bu yeni sözü yani İslam Cumhuriyetini ve dini demokrasiyi yok etmek istediler ki şimdiye kadar da aynı hedefi izliyorlar.
İslam İnkılabı Liderinin de belirttiği üzere, İslam İnkılabının zaferi ve küresel istikbarın tüm dengelerinin bozulması ardından İran, düşmanların ve onlara bağlı unsurların kin ve husumet hedefi haline gelince, düşmanlar ve en başta da Amerika İran İslam İnkılabı düşmanları,  8 yıllık dayatma savaşı, saldırgan Saddam rejimine silah desteği, İran’a karşı geniş çaplı yaptırımların uygulanması ve hatta direniş komutanlarına terör saldırıları gibi eylemlerle var güçleri ve komploları ile İran İslam Cumhuriyeti’ni yenmeye, tecrit etmeye ve işlevsiz göstermeye çalıştılar, fakat şimdiye kadar bu hedeflerine ulaşamadılar.


Saddam rejimi tarafından sulta düzenin İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı başlattığı savaş,  geniş hedefler izliyordu, bunların başında da İslam Cumhuriyeti’nin devrilme hayali geliyordu. Fakat İran halkı, nizamın liderinin desteğiyle, inançlı bir direnişle ve dindar-yurtsever kapasite ve kabiliyetlerine odaklanarak, sadece düşmanlarını mağlup etmekle kalmadı, üstelik cihat kültürü, fedakarlık ve direniş şeklinde benzersiz başarılara ulaştı. 
Kutsal Savunmanın önemli başarılarından biri, düşmanlardan gelen çeşitli askeri, güvenlik ve hatta siyasi ve ekonomik tehditlere karşı İslami İran için istikrarlı bir güvenliğin sağlanmasındaki doğrudan etkisiydi. Bu da dayatılan savaşın sona ermesinin ardındaki yıllarda, baskı ve yaptırımların yoğunlaşmasına ve tehditlerin daha karmaşık ve açık hale gelmesine rağmen, İran’ın caydırıcılık gücünün askeri ve savunma alanları da dahil olmak üzere her alanda artmasına neden oldu.
Gerçek şu ki, siyasette maneviyat, bağımlı rejimlere muhalefet, direniş kültürünü ve şehitlik ruhunu yeniden üretme, adalet, vahdete vurgu, halkçılık ve siyasal İslam’ın yayılması gibi özelliklere sahip olan İran İslam İnkılabı bölgede ve dünyadaki diğer ülkeyi etkilemiştir. Aslında bu inkılap birçok ülke ve milleti etkilemiştir.  İslam inkılabının modelleşmesi şeklinde ortaya çıkan bu etkiler ise mücadeleci hareketlerin ve özgürlük ve bağımsızlık akımlarının önüne yeni fırsatlar koymuş, bölgede İslam devriminden ve dini öğretilerden etkilenen yeni kapasitelerin oluşmasına neden olmuştur. 
Savaş sonrası döneme de değinen Ayetullah Hamenei, İslam Devrimi düşüncesinin sınır tanımadığını belirterek, ”Filistin, Suriye, Irak ve diğer bölgelerde küresel direniş anlayışı oluştu. İran milletinin Asya, Afrika ve Latin Amerika’nın çeşitli bölgelerindeki çalışmaları örnek oldu.” diye belirti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 − three =