İşgal rejimi her geçen gün zayıflamakta

İşgal rejimi her geçen gün zayıflamakta

Siyonist rejim uzmanları ve hatta yetkilileri bu rejimin giderek zayıfladığını ve işgal topraklarında her an bir iç savaşın çıkabileceğine dair uyarılarda bulunuyorlar. Hatta rejimin çöküşünden söz eden Siyonist şahsiyetler de bu konuda bir çok uyarıda bulundular.

Bu doğrultuda Siyonist rejimin sözde dış istihbarat servisi olan Mossad casusluk teşkilatı eski başkanı “Tamir Pardo” son sıralarda bu rejimin sonunun yaklaştığını duyurdu.
Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu ve kabinesine karşı işgal altındaki Filistin topraklarda halkın geniş çaplı gösterileri her hafta sonu düzenleniyor ve durmak bilmiyor. Netanyahu kabinesinin yargı reformu planındaki ısrarı, işgal altındaki topraklarda en büyük halk gösterilerinin düzenlenmesinin ana nedenidir.
İşgal altındaki topraklarda protesto eylemlerine her hafta binlerce kişi katılarak, Netanyahu kabinesini ve icraatlarını protesto ediyor.  Bu gösteriler, Siyonist rejimin bazı ciddi meydan okumalarını ve tehditlerini ortaya çıkardı. Bu ciddi tehditlerden biri, Siyonist rejimin benzeri görülmemiş bir siyasi kriz yaşamış olmasıdır.
4 yıl boyunca, işgal rejim 5 kez milletvekili seçimi yaptı, ama 8 aydır görevde olan mevcut kabine hala çok kırılgan. Aslında Siyonist rejim son yıllarda bünyesinde güçlü bir kabine görmedi. Bu sorunun temel nedeni, işgal altındaki Filistin topraklarında siyasi bölünmelerin zirve yapmasıdır. Bir diğer önemli tehdit ise korsan rejimin hızla aşırılığa ve kendi içinde ırkçılığa doğru ilerlemesidir.
Bu sorunun nedenlerinden biri de Benyamin Netanyahu’nun başbakan olduğu kabinede önde gelen siyasi isimlerin yer almak istememesi. Zira onlar başbakan Netanyahu’yu en büyük asi kişi olarak tanımlıyorlar. Böyle bir durumda iktidardan inmek istemeyen Netanyahu, siyasi tecrübesi olmayan ve İsrail toplumunda nefret edilen isimlerle koalisyona yöneldi.
İsrail’in karşı karşıya olduğu bir diğer önemli tehdit ise artan sosyal bölünmüşlüktür.
Geniş siyasi bölünmenin ardından halk, Benyamin Netanyahu kabinesinin destekçileri ve muhalifleri olarak da ikiye bölündü ve rejimin siyasi ve sosyal sahnesi, bariz ve büyüyen bir iki kutupluluğa tanık oluyor. Ayrıca siyasi sistemden memnuniyetsizlik de her geçen gün artmaktadır. 
Siyonist rejimin Maliye Bakanlığı eski Genel Müdürü, geçtiğimiz Cumartesi günü Tel Aviv’deki protestocu kalabalığında İsrail’de kamu hizmetlerinin benzeri görülmemiş bir krize yakalandığını vurguladı.
Bir diğer önemli tehdit ise işgal altındaki topraklarda siyasi ve toplumsal krizlerin şiddetlenmesi sonucunda tersine göçün de artmasıdır.
Siyonist rejim İsrail’in kanal 12 TV’si tarafından yakın zamanda gerçekleştirilen bir anket, Netanyahu hükümetinin yargı reformlarını onaylama konusundaki ısrarıyla, İsraillilerin yaklaşık üçte birinin işgal altındaki toprakları terk etmeyi düşündüğünü gösterdi.
Böyle bir durumda rejimin yıkıldığına dair uyarılar da arttı. Mossad’ın eski başkanı “Tamir Pardo”, Siyonist rejimin “kendi kendini yok etme mekanizmasını harekete geçirdiğine ve sona yaklaştığına” inanıyor.
Başta Siyonist rejim elebaşı Isaac Herzog olmak üzere diğer bazı güvenlik ve askeri şahsiyetler de birkaç kez rejimin çökme tehlikesi konusunda ciddi uyarılarda bulundular. Birçok analist ve siyasi şahsiyet de bu rejimin iç krizlerini gözlemleyerek çöküş tehlikesine karşı uyarılarda bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

seventeen − 7 =