Haaretz: Gazze’de kademeli olarak askeri bir hükümet kurabilir

Haaretz: Gazze’de kademeli olarak askeri bir hükümet kurabilir

Haaretz yazarı Amos Harel, tarihindeki en uzun soluklu yıpratma savaşını veren Siyonist rejimin Refah işgali konusundaki ısrarının uluslararası konumunu kötüleştirirken Gazze’de kademeli olarak askeri bir yönetimin kurulabileceğini belirtti.

Haaretz yazarı Amos Harel, gazetede yer bulan makalesinde, “İsrail, Hamas’a karşı savaşı sürdürmek için sivil ve askerlerin hayatları, can kayıpları ve esirlerle büyük bir bedel ödemeye devam ediyor. Durumun nispeten durağan olduğu ve ordunun savunmada olduğu Lübnan sınırında ise Hizbullah zaman zaman kayıplar verdirmeyi başarıyor,” dedi.

Yaşananın, Siyonist rejimin şimdiye kadar gördüğü en uzun savaşlardan biri ve öngörülebilir bir sonucu olmayan bir yıpratma savaşı olduğuna dikkat çeken yazar, “Başbakan Benyamin Netanyahu’nun mutlak zafer vaatlerinden bahsetmek zaten gereksiz sayılır. Gerçek durum düşünen her insan için aşikar,” ifadelerini kullandı.

Bu yılın İsrail tarihinin ‘en üzücü ve en zor yılı’ olduğu ifade edilen makalede, şöyle devam edildi: “Yas tutmaya hakkımız var ve bir değişiklik talep etmeliyiz. Kamuoyu yoklamalarını okuyan Netanyahu, halkın önünde küçük düşmekten korktuğu için bu yıl resmi törenlerde profilini düşürüyor.”

Kahire’deki müzakerelerin son turunun da çökmesinin ardından esir takası anlaşmasına ilişkin müzakereler yine çıkmaza girdiğine işaret eden Harel, “İsrail’in önümüzdeki birkaç gün içinde görüşmelere başka bir heyet gönderme ihtimali var ancak beklentiler yüksek değil,” değerlendirmesini yaptı.

Harel, “Birincisi, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar, İsrail’in ABD ile içinde bulunduğu çıkmazı ve İsrail ordusunun çatışmalardaki başarılarının eridiğini görüyor ve taleplerini sertleştiriyor. İkinci olarak, Netanyahu aşırı sağdaki ortaklarının muhalefeti karşısında gelecekteki görüşmelerde esneklik göstermekte zorlanacaktır,” dedi.

Netanyahu’nun Refah’a yönelik işgal konusunda kendinden emin olduğunu belirten Harel, şu ifadeleri kullandı:

“Pratikte harekat, kamuoyuna sunduğundan daha küçük ve sınırlı kalıyor. İsrail ordusu, şu ana kadar sadece Refah’ın doğu kenarlarında, Mısır sınırındaki Selahaddin Koridoru’nun doğu üçte birlik kısmında ve Refah geçişinde operasyon yürütüyor. Her zaman olduğu gibi tehlike, devam eden çatışmaların orduyu, hattını savunmak için ileri mevzilerini daha da zorlamaya sürüklemesi.

Aynı zamanda, İsrail ordusunun birkaç ay önce temizlediği Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Zeytun ve Cibaliye mülteci kampına tugay düzeyinde saldırılar yeniden başladı. Ordu başından beri, bölgeleri kalıcı olarak elinde tutmadıkça ya da Hamas’a alternatif bir örgüt yönetimi ele geçirmedikçe örgütü bölgeden çıkaramayacağı varsayımıyla periyodik baskınlar düzenlemeyi planlamıştı.

Şimdi ise eleştirileri ve kamuoyunun sorularını savuşturmak için her şey sözde iyi haber olarak sunuluyor. Oysa burada ciddi bir şey olabilir: Bir alternatifin yokluğunda ve bilinçli bir politika kararı olmaksızın İsrail, bölgede kademeli olarak askeri bir yönetim kurabilir. Bu da yıllarca sürecek bir başka felaket olur, durumu büyük ölçüde karmaşıklaştırır, büyük maliyetlere yol açar ve İran’la çatışma gibi diğer stratejik sorunlara daha fazla dikkat edilmesini gerektirir.

Hafta sonu üst düzey yetkililer, Netanyahu’nun Hamas yönetimine alternatifler konusunda Amerikalılarla herhangi bir görüşmeyi reddetmekte ısrar etmemiş olması halinde, tekrarlanan baskınlara gerek kalmayabileceğini belirttiler. Sağ kesim öfkeliydi: Kabinenin orduya Hamas yönetimini ortadan kaldırma emri verdiğini hatırlattılar. Eğer ordu bu görevi yerine getiremiyorsa, o zaman Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yi kovmanın zamanı gelmiştir.

Genelde olduğu gibi bu iddia da en iyi ihtimalle abartıdan ibaretti. Ne de olsa aralık ayında Netanyahu’nun ertesi günü tartışmayı inatla reddetmesinin İsrail ordusunun başarılarını tehlikeye attığı bildirilmişti.

Netanyahu’nun politikalarına ilişkin soru işaretleri şu anda ordunun devam eden hamlelerine yönelik desteği etkiliyor. Refah işgaline, Zeytun ve Cibaliye baskınlarına katılan askerlerin ailelerinin endişeleri giderek artıyor. Bu harekatlar düzenli birliklerin yanı sıra sınırlı sayıda yedek birliğin de çağrılmasını gerektirdi. Aileler savaşın devam etmesine karşı imza kampanyaları düzenlemeye başladı ve bir esir takası anlaşmasına varma şansı kesin olmasa bile yakın zamanda bir esir takası anlaşması talep ediyorlar.

Şimdilik askerlerin alenen görev yapmayı reddettiğine dair bir haber yok. Savaşın uzaması, politikaya ve onu yönlendiren mülahazalara ilişkin artan şüphelerin ortasında, ‘gri [ilan edilmemiş] hizmet etmeyi reddetme’ olgusuyla birlikte bizi bu noktaya getirebilir.

Ordunun Refah’taki yavaş ilerleyişi ABD’nin muhalefetiyle alakalı. Başkan Joe Biden, İsrail Hava Kuvvetlerine sadece birkaç bin bombanın tek bir teslimatını durdurdu, ancak bunu yaparak İsrail’in kente yönelik geniş çaplı saldırısına karşı açık bir mesaj gönderdi. Netanyahu ABD’nin kararı karşısında şok olduğunu ifade etse de, başbakanın kasıtlı olarak görmezden geldiği zaten çok önceden belliydi.

Bu arada sahada da temkinli hareket ediyor. Sorun şu ki bundan sonra nasıl davranacağını tahmin etmek zor. Eski Netanyahu, Hizbullah’la topyekûn bir çatışmaya dönüşebilecek bir savaşta gerekli silahların teslimatını riske atacak şekilde bir ABD başkanıyla doğrudan karşı karşıya gelmeye cesaret edemezdi.

Ancak 2024 model Netanyahu’nun nasıl davranacağını tahmin etmek zor. Geçmişte Başkan Barack Obama ile karşı karşıya gelmişti ancak bu kez düşmanlık ve sonuçları bakımından bir adım daha ileri gitti. Kanal 12’nin hafta sonu bildirdiğine göre Başbakan, kuzey sınırında yaşayanların evlerine dönmesi için bir son tarih belirlemesini talep eden Ulusal Birlik Partili bakanlar tarafından azarlandı.

Netanyahu ‘Bunu mesele haline getirmeyin’ diye yanıt verdi. Güvenlik kabinesi bakanları, Netanyahu’nun son zamanlarda geçmişteki rol modellerini (Ziv Jabotinsky ve babası Prof. Benziyon Netanyahu) kucakladığı ve gerekirse Hamas’la dişe diş mücadele etmeye devam edeceği sözünü verdiği duygusal konuşmalarını duyunca şaşırdılar.

ABD ile yaşanan kriz gösterildiğinden daha ciddi ve sadece Biden’ın yeniden seçilme ve Demokrat Parti’nin ilerici kanadındaki seçmenlerin gözüne girme çabalarıyla ilgili değil. Yönetim, İran’ın 14 Nisan’da İsrail’e yönelik eşi benzeri görülmemiş füze ve insansız hava aracı saldırısı ve Suudi Arabistan ile bir anlaşmaya varma çabaları ile açıkça meydan okumasının ardından Orta Doğu’da el yordamıyla ilerliyor.

Arka planda Lahey’deki uluslararası mahkemelerden kaynaklanan çifte bir tehlike, sadece üst düzey İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı çıkarma ihtimali değil, aynı zamanda İsrail’e çatışmaları durdurma emri çıkarma ihtimali söz konusu.

Bu, önemini azımsayamayacağımız bir tehlike. Güney Afrika’nın bu hafta içinde Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na çatışmaların durdurulması için yeni bir talep sunması ve daha sonra bu talebin uluslararası yaptırımların uygulanması konusunda görüşülmek üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne götürülmesi söz konusu olabilir. Böylece İsrail’in bir esir takası anlaşmasına varamadan çatışmaları sona erdirmek zorunda kalacağı bir durum yaratılabilir.
 
Esir takası meselesindeki çıkmaz, İsrail politikasındaki genel felç gibi, dışarıdan gelen Ulusal Birlik’in koalisyondan çekilmesi çağrılarını körüklüyor. Uzun süredir koalisyondan çekilmeyi erteleyen Benny Gantz, partinin çıkmaza girdiğini anlamış görünüyor.

Hafta sonu Gantz, Netanyahu’nun zorunlu askerlikten kaçış yasasını yakında yürürlüğe koyma planı nedeniyle Netanyahu ile bir hesaplaşmaya doğru gittiğini ima etti. Böylece Gantz, eleştirilerini savaşın gidişatına ve esir takası meselesinde ilerleme kaydedilmemesine odaklayan Gadi Eisenkot’un pozisyonuna yaklaşmış oldu.

Tekrarlanan ertelemelerin ardından Likud ve Ulusal Birlik arasında Bağımsızlık Günü’nden sonra bir gerginliğin başlaması bekleniyor. Amacı ultra-Ortodokslara uzun yıllar boyunca askerlikten muafiyet sağlamak olan yasa tasarısı bardağı taşıran son damla olacak. Yavaş yavaş ve çok geç oluyor ama parti koalisyondan ayrılıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 × 2 =