Dr Pezeşkiyan: Adaleti, insafı ve hakkı göz ardı edersek hangi dine mensup olduğumuz ya da temelde dindar olup olmadığımız önemli değildir

Dr Pezeşkiyan: Adaleti, insafı ve hakkı göz ardı edersek hangi dine mensup olduğumuz ya da temelde dindar olup olmadığımız önemli değildir

İran İslam cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, eylemlerimizin sözlerimizin değil, iç düşüncelerimizin ve inançlarımızın göstergesi olduğunu vurgulayarak “Biz gençlerin, insanların bizim gibi olmasını isteyecek şekilde hareket etmedik, davranmadık. Öyle davranmalıydık ki, onları eğitmek ve yönlendirmek için zorlamaya gerek kalmadan onlar da kendi isteğiyle bizim eylemimizi takip etsinler.”açıklamasında bulundu.

İRİB Türkçe servisinin haberine göre New York’a ziyaret planlarının devamında, yerel saatle Salı günü Mesud Pezeşkiyan bir grup “din adamı” ile bir araya gelerek “Şii ile Ehli Sünnet arasında  ve genel olarak İslam’ın diğer dinlerden farkı nedir?  sorusuyla sözlerine başlayarak ” Aslında hakka ve adalete çağrı, bütün peygamberlerin ana konuşması olmuştur,öyle ki yüce  Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de Hz. Davud’a bildirdiği gibi, insanlar arasında hakla hükmedesin ve nefsin seni Allah yolundan saptıran arzularına kapılmasın diye seni halife yaptık. diye buyuruyor. ifadelerine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı, Şii olduğumuzu iddia ediyorsak bunu Şiilerin doğasını ve yöntemlerini göstermek için pratikte göstermemiz gerektiğini belirterek, “Emir El Müminin Hz Ali’ye (as)  göre gerçek bir Şii, başkalarına yol göstermeye çalışmadan önce kendini düzeltir ve başkalarına söylemek istediklerini davranışlarında gösterir. Gerçek bir Şii Müslümanın davranışı, sözlerinden önce gelir.” diye kaydetti.

Pezeşkiyan Allah’ın, Kitabın ve biz Müslümanların Peygamberi’nin bir olduğunu ve Allah’ın, Kitap ve Peygamber’in temel emirlerinden birinin birlik, ayrılık ve tefrikanın olmadığı hususuna işaretle  

“Bu emre uyarsak dinimizin ve inancımızın süsü oluruz, uymazsak Allah’a, Kitaba ve Peygambere isyan etmiş oluruz.”dedi.

Cumhurbaşkanı şunları da ekledi: “Bugün 2 milyar Müslüman, küçük bir Siyonist azınlığın Gazze’deki mazlum Filistinlilere karşı işlediği suçları izliyor ve bu suçları kınamaktan başka bir şey yapamıyorlar ki bu da faydasız. Ama eğer Müslümanlar kardeşliklerini pratikte ispatlasalardı ve bugün birlik ve beraberlik içerisinde bir arada olsalardı, Siyonist rejim hala bu tür hatalara cesaret edebilir miydi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eighteen − four =