Bekaî: Fransa Cumhurbaşkanı’nın İran’ın füze kabiliyeti konusundaki endişeleri mantıksızdır
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekaî, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İran’ın füze kapasitesi veya barışçıl nükleer faaliyetleri konusundaki endişelerinin hiçbir mantıklı temele dayanmadığını belirtti.
Bekaî, Fransız Cumhurbaşkanı’nın bölgesel bir gazeteyle yaptığı röportajda dile getirdiği iddialara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Fransa Cumhurbaşkanı’nın İran’ın füze kabiliyeti veya barışçıl nükleer faaliyetleri konusundaki endişeleri mantıklı bir temele sahip değil” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekaî, İran’ın füze kabiliyetinin, İran İslam Cumhuriyeti’nin savunma politikası çerçevesinde tasarlandığını ve her türlü saldırıya karşı meşru savunma hakkını uygulamak için geliştirildiğini ifade etti ve bu kabiliyetin, İran’ın ulusal güvenliğini korumak ve bölgesel barış ile istikrarı sağlamak için gerekli olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran’ın barışçıl nükleer programına ilişkin dayanaksız ve temelsiz endişelerin tekrar edilmesini eleştirerek, bu tür açıklamaların büyük miktarda kitle imha silahına sahip bir ülkeden gelmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bekaî ayrıca İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerine yönelik iddia edilen endişeleri gidermek amacıyla son 20 yılda iyi niyetle sürdürdüğü yaklaşımı hatırlatarak, Avrupalı tarafların bu konudaki yıkıcı davranışlarını eleştirdi ve Fransa’nın, Avrupa’nın diğer iki ülkesiyle birlikte, nükleer anlaşma (KOEP) kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediğini ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu’nda İran’a karşı sergilediği uygunsuz ve çatışmacı davranışlar için hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Bakanlık Sözcüsü açıklamalarının devamında, Fransa’nın Siyonist rejimin işgal ve apartheid politikalarına karşı ciddi bir adım atmaktan kaçındığını ve Filistinlilere karşı soykırımı durdurma konusunda uluslararası sorumluluğunu hatırlatarak Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu tür yanıltıcı açıklamalarının, Batı Asya bölgesinde asıl güvensizlik ve istikrarsızlık kaynağının Siyonist rejimin işgali ve Filistinlilerin sistematik yok edilmesi politikası olduğu gerçeğini değiştiremeyeceğini ve bu durumun, son 80 yılda ABD ve bazı Batılı ülkelerin kapsamlı desteğiyle sürdüğünü ekledi.