Avrupa Birliği ve Britanya’nın İran’a yönelik asılsız iddiaları ve yeni yaptırımlar

Avrupa Birliği ve Britanya’nın İran’a yönelik asılsız iddiaları ve yeni yaptırımlar

Avrupa Birliği dış politika yetkilisi Josep Borrell ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Lemmy, İran’ın Ukrayna münakaşasına iddia edilen müdahalesini ve İran’ın Siyonist rejimin saldırgan eylemlerine karşı meşru tepkisini kınayan ortak bir açıklama yaparak, İran’a yaptırım uygulama konusunda kararlı olduklarını iddia etti.

Salı sabahı Lüksemburg’da düzenlenen Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı sırasında iki tarafın görüşmesinin ardından yayınlanan açıklamada şöyle deniliyor: İngiltere Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği dış politika yetkilisi, İran’ın İsrail’e yönelik saldırılarını ve ülkenin Ukrayna’ya karşı kullanılmak üzere Rusya’ya balistik füze göndermesini kınadılar. İran’a buna göre yaptırım uygulama konusunda kararlılar.

Pazartesi günü Avrupa Birliği’nin yaptırımlar kara listesine 7 İran vatandaşını ve 7 İran kuruluşunu eklediğini belirtmek gerekir. Buna göre Iran Air, Mahan Air, Saha Havayolları, Basamed Poya Electronics Company, Iran Alumina, Teyf Tadbir Aria ve Şehid Hac Ali Movahhid Araştırma Merkezi ile birlikte 7 İran vatandaşına da yaptırım uygulandı. İran’ın üç havayolu şirketi olan Iran Air, Mahan Air ve Saha, İran’ın Rusya’ya balistik füzeler göndererek Ukrayna savaşına dahil olduğu bahanesiyle yaptırımlara maruz kaldı.

İlginç olan nokta ise, Avrupa Birliği’nin “bu yaptırımların güdümlü olduğu ve İran’ın belirli politika ve faaliyetlerini caydırmayı amaçlıyor. Birlik, genel olarak Birlik ile İran arasındaki hava trafiğini veya kamu iletişimini bozma niyetinde değil.” İddiasında bulunmasıdır. Avrupa Birliği ayrıca yaptırım uygulanan kişilerin mal varlıklarının dondurulacağını ve Avrupa Birliği’ne seyahatlerinin yasaklanacağını duyurdu.

Britanya da İran’ın siyonist rejimin saldırgan ve terörist eylemlerine misilleme olarak “Gerçek Vaad 2” perasyonunu işgal edilen Filistin topraklarına gerçekleştirmesine dair meşru eylemini gözardı ederek, bir kaç İranlı kişi ve kuruma yaptırım uyguladığını duyurdu. Bu yaptırımlar arasında ordu, hava kuvvetleri ve İran’ın balistik ve seyir füzesi üretimiyle ilgili kuruluşlardan önemli isimler yer alıyor.

İngiltere Dışişleri Bakanı, Batı Asya bölgesinde gerginliğe neden olan Siyonist rejimin saldırgan eylemlerini ve barbarca suçlarını görmezden gelerek bir açıklama yaparak şunları iddia etti: Defalarca yapılan uyarılara rağmen İran ve vekalet güçlerinin tehlikeli eylemleri Ortadoğu’daki gerilimi daha da artırdı.

Görünüşe göre Avrupa’nın İran’a yönelik yeni yaptırımları iki temel bahaneye dayanıyor. Bunlardan ilki, İran’ın Ukrayna savaşı sırasında Rusya’ya silah yardımı yaptığı, özellikle insansız hava araçları gönderdiği ve şimdi de Ukrayna savaşında kullanılmak üzere balistik füzeler gönderdiği iddiasıdır. İran’ın Ukrayna savaşına askeri müdahalesi olduğu yönündeki iddialar gündeme gelirken, İranlı ve Rus yetkilileri bu iddiayı defalarca reddedip asılsız olarak nitelendirdi. İran İslam Cumhuriyeti, savaşa karşı çıkmakla birlikte, Rusya ile Ukrayna arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi ve askeri çatışmaların sona erdirilmesi için siyasi çözümü desteklediğini her zaman beyan etmiştir.

üstelik İran, Ukrayna krizinin başlangıcından bu yana hiçbir zaman bu çatışmanın ve askeri müdahalenin parçası olmamıştır ve kendisi de bu kriz ve çatışmanın sonlandırılması için siyasi çözümü ve ikili görüşmeleri her zaman desteklemiştir. İran İslam Cumhuriyeti’nin Ukrayna krizine ilişkin ilkeli ve ilan edilmiş yaklaşımı son 2 yıldır hiç değişmedi. Bu açıdan bakıldığında Rusya’ya balistik füze gönderildiği iddiasının tekrarlanması bazı batılı ülkelerin siyasi amaç ve motivasyonlarıyla yapılmış olup tamamen asılsızdır.

İran’ın iyi niyetine ve Ukrayna’daki savaşı bitirme çabalarına rağmen Batılılar, Ukrayna’nın Batı yanlısı hükümetiyle birlikte son 3 yıldır Tahran’a karşı bir propaganda kampanyası başlattı ve İran’ın Rusya’ya çok sayıda insansız hava aracı ve şimdi de balistik füzelerin teslimatını da içeren silah işbirliğini iddia ettiler. Bu bağlamda, Eylül 2022’nin sonunda Kiev, düşmanca bir hareketle, İran büyükelçisinin Ukrayna’dan ayrılmasını ve İran büyükelçiliği çalışanlarının sayısının azaltılmasını talep etti.

Bu arada Kiev’in Ukrayna’daki savaşta İran’a ait insansız hava araçları kullanıldığına ilişkin iddiası, Batı’nın İran’a yeni yaptırımlar uygulamasına bahane haline geldi. Bu bağlamda Avrupa Birliği ve Amerika, Ukrayna’nın İran’a karşı yürüttüğü savaşta İran yapımı insansız hava araçlarının kullanıldığına ilişkin kanıtlanmamış iddialara dayanarak yaptırımlar açıklamıştı.

Ayrıca İngiltere, Almanya ve Fransa’dan oluşan Avrupa Troykası, Ekim 2022 sonunda Birleşmiş Milletler’e yazdığı bir mektupta, Rusya’nın Ukrayna savaşında İran yapımı insansız hava araçları kullandığına ilişkin kanıtlanmamış iddiaları yinelerken, Birleşmiş Milletler’den bunun Güvenlik Konseyi’nin 2231 Kararının bir ihlali olup olmadığının araştırılmasını istemişti.

İran İslam Cumhuriyeti bu iddiaları defalarca yalanlamış ve bunu Batı’nın İranofobi politikası doğrultusunda yürüttüğü psikolojik ve propaganda savaşının bir parçası olarak değerlendirmiş ve yeni yaptırımlar da dahil olmak üzere İran’a karşı eyleme zemin hazırlamaya çalışıldığını belirtmiştir. Tahran’a göre bu iddiaların hiçbir dayanağı yok ve Batılılar bilinçli olarak bu yönde ortam oluşturuyorlar. Bu konu İran’ın üst düzey yetkilileri tarafından defalarca vurgulandı.

Bir diğer konu da İran havayollarına uygulanan yaptırımla ilgili, bu da doğal olarak Avrupa ülkelerine uçuşların durdurulmasına yol açacak.  Bu, Avrupa Birliği’nin bu şirketleri ve nihayetinde İran’ı ekonomik kayıplarla ve Avrupa uçuş pazarının kaybıyla vurmaya yönelik kasıtlı bir girişimidir. Bu konu, Avrupa ülkelerinde en az bir milyon İranlının yolculuk yaptığı ve birçoklarının da İran ve söz konusu ülkeler arasında yolculuk yaptığı konusu dikkate alındığında daha da önem kazanıyor. Avrupa Birliği’nin bu eylemi aynı zamanda ABD’nin İran İslam Cumhuriyeti Havayolları Iran Air’e yönelik yeni yaptırımlarıyla da örtüşüyor ve Tahran’a yönelik baskının yoğunlaşması doğrultusunda, özellikle Avrupa’ya yapılan hava yolculuğuyla bağlantılı olarak İran’a daha fazla ekonomik, ticari ve ulaşım kısıtlamaları getirilmesi amaçlanıyor. Avrupalıların amacı, İran Air başta olmak üzere İran havayollarının yolcu ve nakliye uçaklarının Avrupa ülkelerine erişimini engelleyerek onlara ciddi mali kayıplar yaşatmaktır. Böylece rakip havayolları, Avrupa’ya ve Avrupa’dan İran’a gelen ciddi yolcu hacmi göz önüne alındığında, yolcu ve hava kargo taşımacılığı pazarında İran havayollarının payını alabilecekler.

Ayrıca Amerika ve Avrupa’nın Iran Air’e uyguladığı yaptırımlar, yolcu uçuşları için yalnızca yedek parçalara ve diğer temel öğelere erişimi kısıtladı ve İran halkını desteklediğini iddia eden Washington’un iddiasının aksine bu, İran’da hava yolculuğunun risklerini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Dolayısıyla bu yaptırımlar yalnızca İran halkını düşmanlaştırmaya ve Batı’nın onlara yönelik baskısını yoğunlaştırmaya yöneliktir.

Avrupa Birliği ve Britanya’nın İran’a yeni yaptırımlar uygulamanın ikinci bahanesi ise Gerçek Vaad 2 füze operasyonunun Siyonist rejime yönelik olmasıdır. İran İslam Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bageri bu bağlamda şunları söylüyor: Tahran’da Şehit Heniye’nin öldürülmesinden Amerikalıların ve Avrupalıların tekrarlanan “Siz itidalli olun da Gazze’de ateşkesi sağlayalım” taleplerine kadar zorlu bir itidal döneminden geçtik. Ama Siyonist rejim, Amerika’nın desteği ve hatta Amerikalıların yeşil ışığıyla suçlarını artırdı ve Lübnan halkına karşı bir katliam gerçekleştirdiler, özellikle büyük mücahit Seyyid Hasan Nasrallah’ın yanı sıra Devrim Muhafızları’nın Lübnan’daki Başdanışmanı Şahid Nilfuruşan’ın şehadeti büyük bir suçtu ve durum artık dayanılmaz hale geldi.

Nihayet bu operasyon, Yüksek Milli Güvenlik Konseyi’nin onayı, Genelkurmay Başkanlığı’nın bildirimi ve İran İslam Cumhuriyeti Ordusu ile Savunma Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirildi ve İslam Devrim Muhafızları Ordusu da, ülkenin yasal haklarına ve uluslararası hukuka uygun olan bu operasyona Siyonist rejimin askeri tepki vermesi halinde daha ezici ve yıkıcı saldırılarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.

Bu şekilde Sadık 2 Operasyonunun, İran’ın Siyonist rejimin saldırganlığına karşı kendisini savunma konusundaki yasal hakkına dayandığını ve aynı zamanda İran’ın, Siyonist rejimin saldırgan eylemlerine karşı topraklarını ve ulusal güvenliğini kararlı bir şekilde savunma kararlılığını ve yetkisini gösterdiğini söylemek gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 − five =