TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: İsrail’e yönelik kapsamlı yaptırım kararları alınması gerekiyor

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: İsrail’e yönelik kapsamlı yaptırım kararları alınması gerekiyor

Yüksel, Anayasa Komisyonu Üyesi ve AK Parti Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

İsrail’in Gazze’deki saldırılarıyla uluslararası hukuku ihlal etmeye devam ettiğini vurgulayan Yüksel, İsrail şiddetinin Gazze’nin ötesine taşındığını söyledi.

Yüksel, “İsrail, bölgenin hukuk tanımaz eşkıyası gibi, tam anlamıyla bir terör devleti gibi faaliyetlerde bulunuyor.” dedi.

İsrail’in askeri operasyonlarını Batı Şeria’ya ve Doğu Kudüs’e de genişletmeye başladığına işaret eden Yüksel, İsrail’in uluslararası insan hakları ve uluslararası insancıl hukukun en temel kurallarını göz ardı ettiğini dile getirdi.

Cüneyt Yüksel, İsrail’in 2005’te başaramadığı ilhak girişimini tekrar gündemine aldığını belirterek, “Gazze, yasa dışı Yahudi yerleşimcilere, daha doğru ifade edersek hırsızlara açılmak isteniyor. İşgalci gücün, işgal altındaki topraklara kendi vatandaşlarını yerleştirmesi Cenevre Sözleşmelerinin ağır ihlalini teşkil etmekte ve bir savaş suçu olarak kabul edilmektedir. Filistinlilerin yeni bir Nekbe ile karşılaşmasını önlemek için gerekli adımlar atılmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

İşgal yoluyla toprak kazanımının uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Yüksel, İsrail’in yayılmacı, yasa dışı ve apartheid politikasının tahammül edilemez noktaya ulaştığını söyledi.

“Uluslararası toplum geçmişte Bosna’da yaptığı hataları tekrar etmemeli”

Uluslararası Adalet Divanının (UAD), Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında hükmettiği ihtiyati tedbir kararlarını anımsatan Yüksel, UAD’nin İsrail’in saldırılarının durdurulmasını talep ettiğini belirtti.

Yüksel, UNRWA’nın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu olduğunu, Gazzelilerin buraya sığındığını ancak İsrail’in UNRWA tesislerini de bombaladığını anlattı.

“Uluslararası toplum geçmişte Bosna’da yaptığı hataları tekrar etmemeli.” diyen Yüksel, BM’nin kendisine sığınanları koruyamadığını ifade etti.

“İsrail, Büyük İsrail’i kurmak için Filistinlileri topraklarından çıkarmak istiyor”

Filistinlilerin nesiller boyu sürecek bir yokluğa terk edilmek istenildiğinin altını çizen Yüksel, “İsrail bilerek tüm Filistinlileri suçlu kabul ediyor ve hepsini hedef alıyor. Çünkü bu, geniş bir soykırım planının örgülerinden sadece biri. İsrail, Büyük İsrail’i kurmak için Filistinlileri topraklarından çıkarmak istiyor ve soykırımı bu amaç çerçevesinde gerçekleştiriyor.” diye konuştu.

Yüksel, uluslararası toplumun yaşananları engellemek yerine İsrail’i teşvik ettiğini söyledi.

Güney Afrika’nın İsrail aleyhine UAD’de açtığı soykırım davasına Türkiye’nin müdahillik başvurusunda bulunduğunu anımsatan Yüksel, bu davanın İsrail’in soykırımcı devlet olduğunu dünyaya kanıtlayacağını ifade etti.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, Güney Afrika’nın UAD’ye delil listesini teslim ettiğini bildirdi.

“Barış güçlerine saldırmak zaten başlı başına bir savaş suçu”

İsrail’e uygulanabilecek yaptırımlarla ilgili önerilerde bulunan Yüksel, şöyle devam etti:

“Silah ambargosu dahil olmak üzere İsrail’e yönelik kapsamlı yaptırım kararları alınması gerekiyor. Bu yönde siyasi ve hukuki adımların atılması önem arz etmektedir. Türkiye öncülüğünde 52 devlet ile Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı, 1 Kasım’da BM’ye sundukları mektupta BM Genel Kurulunu ve BM Güvenlik Konseyini İsrail’e yönelik silah ambargosu yaptırımı içeren kararlar almaya çağırdı. Bu sayede İsrail’in soykırım ihtiva eden silahlı saldırılarına devam etmesinin önüne geçilmek istenmektedir.”

Türkiye’nin atılacak adımları destekleyeceğini belirten Yüksel, BM Genel Kurulunun, 1950 tarihli kararda olduğu gibi “kuvvet kullanma” tavsiyesinde bulunma yetkisinin yeniden gündeme getirilmesini istedi.

Yüksel, şunları kaydetti:

“İsrail’in bir apartheid rejimi olduğuna yönelik bir BM kararı alınarak daha önce Güney Afrika’da işletilmiş olan Apartheid Özel Komitesi tekrar aktif hale getirilmeli. Bu sayede, soykırımcı İsrail rejiminin dünyanın geri kalanı ile bağlantısı yeniden ele alınmalıdır. BM Şartı’nın 6. maddesi gündeme alınmalıdır. Bu maddeye göre, ‘BM Şartı’nda belirtilen ilkeleri ısrarla ihlal eden bir BM üyesi, BM Güvenlik Konseyinin tavsiyesi üzerine BM Genel Kurulu tarafından BM’den çıkarılabilir’ denilmektedir. Bu bağlamda, İsrail’in BM Şartı’nda yer alan ilkeleri sürekli şekilde ihlal ettiğine ilişkin bir karar alınmalı ve gerekli adımları atmaması halinde BM üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin bir sürecin başlatılacağı kararlı şekilde ortaya konulmalıdır.”

Türkiye’nin BM içinde bu tür bir girişimin başlatılması için de öncülük yapabileceğini ifade eden Yüksel, İsrail’in Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne yönelik (UNIFIL) saldırılarını anımsatarak, “Barış güçlerine saldırmak zaten başlı başına bir savaş suçudur.” ifadesini kullandı.

Yüksel, Filistin topraklarında BM Barış Gücü’nün konuşlandırılmasını önerdi.

“İsrail’in, UAD’ye Türkiye’nin başvurusuyla ilgili görüşünü bildirdiğini biliyoruz”

“Soykırımcı güruhun cezalandırılması için Türkiye olarak biz de elimizdeki bilgi ve belgeleri bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ilgililerle paylaşmaya devam edeceğiz.” diyen Yüksel, İsrail’in kural tanımaz eylemlerinin sonlandırılması gerektiğini vurguladı.

UAD’deki soykırım davasına müdahillik başvurusundaki son durumun sorulması üzerine Yüksel, başvuruyla ilgili UAD’nin değerlendirmesinin sürdüğünü bildirdi.

Türkiye’nin ardından müdahillik başvurusunda bulunan ülkelerin de olduğunu anlatan Yüksel, Güney Afrika’nın, 28 Ekim’de esasa ilişkin dilekçeyi UAD’ye sunduğunu ifade etti.

Yüksel, “Türkiye müdahillik başvurusunda bulunduktan sonra UAD, taraflara görüş sordu. İsrail’in, UAD’ye Türkiye’nin başvurusu ve diğer başvurularla ilgili görüşünü bildirdiğini biliyoruz. Bu görüş, UAD tarafından kamuoyu ile paylaşılmadı. Bizim bazı bilgilerimiz var, İsrail her zamanki savunmalarını yapmış gözüküyor.” dedi.

UAD’deki sürecin yakından takip edildiğini belirten Yüksel, İsrail’in sanık sandalyesine oturtularak soykırımcı devlet olarak ilan edilmesinin Türkiye’nin katkılarıyla görüleceğine inandığını sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

three + eighteen =