İsrail’in Halep’te tasarladığı terör ve Suriye’nin direniş eksenindeki kilit rolü

İsrail’in Halep’te tasarladığı terör ve Suriye’nin direniş eksenindeki kilit rolü

İsrail’in Lübnan’daki savaşı durdurmasının ve 27 Kasım’da ateşkes ilan etmesinin ardından, Güney Lübnan’da ve etkilenen diğer bölgelerde yaşayanlar nihayet evlerine dönebildiler.

Ancak bazı sınır köyleri ve kasabaları, artan güvenlik endişeleri nedeniyle “yüksek riskli” alanlar olarak belirlenmiş ve şu anda bu bölgelere erişilemiyor. İsrail askerleri de aslında ateşkese uymadıklarını gösteriyorlar.

Bu arada Lübnan’daki ateşkes, Suriye Arap Ordusu’nun (SAA) İsrail destekli tekfirci teröristlerle mücadele ettiği batı Halep’te şiddetin artmasıyla aynı zamana denk geldi. Bu gruplar ana akım medyada yanlışlıkla “Suriyeli isyancılar” olarak anılıyor. Hayat Tahrir el Şam çatısı altında faaliyet gösteren bu terör grupları, İsrail rejimi ve Batılı güçler tarafından desteklenmekte ve daha geniş bir jeopolitik dinamiği temsil etmektedir.

Siyonist rejimin Güney Lübnan’daki son utanç verici yenilgisi, neredeyse 70 gün süren sürekli saldırının ardından Hizbullah’ın askeri gücü nedeniyle Lübnan topraklarına nüfuz edememesi, İsrail rejimini stratejisini yeniden gözden geçirmeye zorladı. İsrail rejimi, kaybettiği imajını yeniden onarmak için şimdi Lübnan direnişine hayati önem taşıyan silah tedarik zincirlerini sekteye uğratmak için yeni savaş cepheleri açmanın yollarını arıyor.

Çatışmaların bu şekilde tırmanması, Siyonist rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı doğrudan uyarmasının ardından gerçekleşti. Netanyahu Esad’a “Ateşle oynuyorsun” dedi.

Netanyahu’nun Lübnan’da ateşkesin sağlanması ve Hizbullah’a karşı yenilginin kabul edilmesinin ardından yaptığı bu açıklamalar, doğrudan Suriye’nin direniş eksenine yardım etmedeki hayati rolüne işaret ediyor.

Suriye’nin direniş eksenindeki rolü

Suriye, direniş ekseninde önemli bir rol oynuyor ve Hizbullah ile Filistinli direniş gruplarının önemli bir destekçisi olarak hareket ediyor. Bu destek, silah ve kaynak aktarımının kolaylaştırılmasını da içeriyor.

Suriye’nin lojistik rolünün yanı sıra Halep şehrinde de önemli araştırma merkezlerine ev sahipliği yapması, daha geniş direniş ağı açısından stratejik önemini gösteriyor.

Suriye aynı zamanda Halep’i kontrol altına almayı ve Şam’da Beşar Esad’ın seçilmiş hükümetini zayıflatmayı amaçlayan Batı destekli vekalet güçlere karşı mücadelede de ön saflarda yer alan bir ülke.

Bu dinamikler, Suriye’nin bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik dış çabalara direnmede kararlı bir aktör  ve bir lojistik merkez olarak çift rolünü vurguluyor. Suriye’nin yurt içinde üretilen silahların yanı sıra diğer ülkelerden temin edilen silahları da içeren silah depoları, Hizbullah’ın Lübnan’daki operasyonlarının desteklenmesinde hayati bir rol oynadı.

Suriye’nin askeri altyapısına saldırılar

Son 10 yılda, silah geliştirmeye adanmış Suriye araştırma ve bilim merkezleri, düşman tarafından defalarca saldırıya uğradı. Bu saldırılar arasında stratejik bölgelerin hava bombardımanı ve önemli kişilerin suikastı da yer alıyor.

Son haftalarda yoğunlaşan bu saldırılar, Suriye’nin askeri altyapısını ve direniş eksenindeki rolünü zayıflatmaya yönelik kasıtlı bir girişime işaret ediyor.

Suriye neden doğrudan savaşa girmedi?

Suriye’nin Siyonist rejime karşı doğrudan bir savaşa girmemesinin nedeni, karmaşık iç ve bölgesel gerçekliklerinden kaynaklanıyor. Suriye, sınırları içindeki terörist güçlerle yaşanan çatışmalar nedeniyle Hizbullah veya Filistinli direniş gruplarıyla birlikte doğrudan savaşa girmeyi reddetti. Ancak direniş cephesine hayati bir silah tedarikçisi olarak hizmet vermeye devam etti.

Örneğin Hizbullah, İsrail’in Tel Nof hava üssünü hedef aldığında Suriye’nin “Fadi-6” olarak bilinen “Hayber-1” füze sisteminin değiştirilmiş bir versiyonunu kullandı.

İsrail’in Suriye’deki Çabaları (2022-2024)

2022-2024 yılları arasında İsrail’in Suriye’deki askeri operasyonları esas olarak ülkenin savunma altyapısını yok etmeye odaklanmıştı. Buna radar sistemlerini, araştırma tesislerini ve silah depolarını hedeflemek de dahildi.

Örneğin Kasım 2024’te İsrail, Halep kırsalındaki Sefire yakınlarında bir bilimsel araştırma tesisine ve savunma laboratuvarlarına saldırdı. Bu merkezler silah üretimi ve Suriye’nin direniş eksenindeki stratejik rolü açısından hayati önem taşıyor.

Sonuç

Siyonist rejimin son dönemdeki eylemleri, Lübnan’daki yenilginin kabul edildiğini gösteren yenilgici siyaset olarak görülebilir. Ancak Suriye ordusu, halkı ve direniş eksenini savunmaya devam ediyor.

Tarihin de gösterdiği gibi, bu tür çabalar eninde sonunda düşmanın yeniden yenilgiye uğramasına yol açacaktır. Suriye, direnişi ve stratejik ittifakıyla Siyonist rejimin bölgeyi istikrarsızlaştırma çabalarını etkisiz hale getirerek, Filistin’in kurtuluşuna yönelik adımlar atmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 − 2 =