İsrail güçleri 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da 110 Filistinliyi öldürdü

İsrail güçleri 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da 110 Filistinliyi öldürdü

İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin 7 Ekim’den bu yana işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 110 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu Gazze’ye yeni bir “nokta operasyonu” düzenlediğini duyurdu

Ordudan yapılan yazılı açıklamada, kara güçlerinin Gazze’nin orta bölgesine düzenlediği nokta operasyonuna savaş uçakları ve insansız hava araçlarının (İHA) da destek verdiği ifade edildi.

Operasyon sırasında, hava araçları ve topçu birliklerinin Şücaiyye bölgesi başta olmak üzere Gazze’nin genelinde Hamas’ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugaylarına ait olduğu öne sürülen bölgeleri vurduğu aktarıldı.

Kara güçlerinin nokta operasyonun ardından Gazze’den İsrail topraklarına geri döndüğü ve askerlerden yaralanan olmadığı kaydedildi.

İsrail ordusu dün de Gazze’nin kuzeyine tanklarla nokta operasyonu düzenlediğini duyurmuştu.

Filistin Sağlık Bakanlığından konuyla ilgili yazılı açıklama yapıldı.

Gazze’de çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana İsrail askerleri ve Yahudi yerleşimcilerin kurşunlarıyla Batı Şeria şehirlerinde 110 Filistinlinin öldüğü belirtilen açıklamada, toplamda 1900 Filistinlinin yaralandığı kaydedildi.

Bakanlık daha önce İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 106 Filistinlinin öldüğünü duyurmuştu.

BM Filistin İnsani İşler Koordinatörü Hastings, “İsrail (geriye yaklaşık 400 bin kişinin kaldığı) Gazze’nin kuzeyine insani yardım ulaştırılmasına açıkça karşı çıkıyor” dedi.

İsrail güçleri Batı Şeria’da 4 Filistinliyi öldürdü

AA muhabirinin görgü tanıklarından aldığı bilgiye göre, İsrail askerleri gece buldozerler ve çok sayıda askeri araçla Cenin kentine baskın düzenledi. Baskınla eşzamanlı olarak İsrail uçakları Cenin semalarında uçuş gerçekleştirdi.

İsrail askerleri ile baskına tepki gösteren Filistin direniş grupları arasında çatışmalar çıktı.

Yerel kaynaklar İsrail ordusuna bağlı askerlerin, Batı Şeria’nın Nablus ve Kalkilya kentlerine de baskınlar düzenlediğini belirtti. Baskın sırasında İsrail askerleri ile Filistinler arasında çatışmalar yaşandı.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın haberine göre, İsrail askerlerinin gerçek mermi ile ateş açtığı Cenin’de Abdullah Besam Ebul Heyca, Eyser Muhammed el-Amir, Cevad et-Turki ve Kalkilya’da Kassam Abdulhafız Filistinli hayatını kaybetti.

Sağlık kaynakları baskınlarda 12 Filistinlinin de yaralandığını duyurdu.

Gazze’de yaşanan çatışmalarla eş zamanlı olarak Batı Şeria’da da Filistinlilerle İsrail askerleri arasında artan dozda bir gerilim yaşanıyor. İsrail güçleri, Batı Şeria’nın farklı kentlerine baskınlar düzenleyip Filistinlileri gözaltına alıyor.

Abluka ve yoğun saldırı altındaki Gazze Şeridi’nde salgın hastalık endişesi artıyor

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, Gazze Şeridi’nde 1 milyon 400 bin insanın evlerini terk ederek barınma merkezlerine göç etmek zorunda kaldığını aktardı.

Maruf, İsrail saldırıları nedeniyle yerinden edilenlerin bölgedeki nüfusun yüzde 70’ini oluşturduğunu ve bu kişilerin ağır insani şartlar altında yaşadığını kaydetti.

“Yerinden edilenler, okullar, kiliseler, hastaneler ve sağlık merkezlerinden oluşan 223 barınma merkezine dağıldı.” diyen Maruf, barınma merkezlerindeki Filistinlilerin en temel ihtiyaçlardan bile yoksun olduğunu ifade etti.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise birinci basamak sağlık kuruluşlarında çoğu çocuk çok sayıda kişide salgın hastalık tespit edildiğini aktardı.

Gazze Şeridi’ni sarsabilecek salgın hastalık dalgası konusunda uyarıda bulunan Bakanlık, saldırılar nedeniyle yaşanan sağlıksız ortam nedeniyle salgının kontrol altına alınamayacağına dikkati çekti.

İsrail, abluka altındaki bölgeye saldırıların yanı sıra Gazze sakinlerine su, yiyecek, ilaç ve yakıt tedarikini de kesiyor. Uluslararası Af Örgütü dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar bu durumu “savaş suçu anlamına gelebilecek bir uygulama” şeklinde değerlendiriyor.

Salgınlar ve cilt hastalıkları

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, binlerce Filistinlinin İsrail saldırıları nedeniyle evlerini terk ederek sığındığı hastanelerdeki duruma ilişkin şunları söyledi:

“Yaklaşık 50 binden fazla yerinden edilmiş Filistinli, Şifa Hastanesi’nde, on binlercesi bölgedeki farklı hastanelerde, binlercesi de okullarda. Tüm bu durum, bölge sakinleri için ortamı güvensiz hale getiriyor. Bu da salgın hastalıkların ve cilt hastalıklarının yayılmasına yol açıyor.”

Gazze’de 3 binden fazla cilt hastalığı ve bulaşıcı hastalığın yanı sıra yerinden edilmişler arasında hızla yayılan onlarca suçiçeği vakasını tespit ettiklerini aktaran Kudra, “Su ve kişisel hijyen olanağının olmayışı, hastanelerdeki yaralıların daha fazla enfeksiyon kapmasına neden oluyor. Yerlerinden edilen Filistinliler de bu hastanelerde kalıyor.” dedi.

Kudra, “Gazze’de ilerleyen zamanda ciddi sonuçlar doğuracak büyük bir insani, sıhhi ve çevre felaketiyle karşı karşıya olunduğu” uyarında bulundu.

Bakanlık sözcüsü, saldırıların, insani ve genel sağlık düzeyindeki etkilerinin, Gazze Şeridi’ndeki yaşamın ve geçim kaynaklarının geleceğini tehdit ettiğini vurguladı.

Sağlık sistemi çöktü

Kudra, ayrıca Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye gelen yardım malzemelerinin sağlık veya insani gereksinimleri asgari düzeyde bile karşılamadığını belirtti.

Filistinli yetkili, “Tıbbi malzeme ve ilaç da dahil olmak üzere tıbbi imkanların ve yakıt yetersizliğinin bir sonucu olarak sağlık sisteminin tamamen çöktüğünü duyurduk. Gazze’deki hastaneler yaralı ve hastalara kapılarını açmalarına rağmen sağlık hizmeti veremiyor. Hastanenin çeşitli bölümlerinde yığılmış durumdaki çok sayıda yaralı ve hastaya sağlık hizmeti verilemiyor.” ifadelerini kullandı.

“Hastalar yerde yatıyor”

Gazze’de yerinden edilmiş Filistinliler, çocukların ishal, mide bulantısı, çiçek hastalığı, öksürük ve yüksek ateşten şikayetçi olduğunu ifade ediyor.

AA muhabirine konuşan 12 yaşındaki Nadin Abdullatif, “Hastanelerdeyiz ama ne yardım ne ilaç var, hastalar yerde uyuyor, cansız bedenler yerde yatıyor. Ne ambulans ne yeterli araba ne de ilaç var.” dedi.

Nadin, 13 yaşındaki amcasının oğlunun hastalık sebebiyle midesinin bulandığını ve kan kustuğunu, amcasının 2 aylık bebeğinin ise tozdan nefes alamadığını söyledi.

Filistinli küçük kız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastalıklar yayıldı. Bombardımandan kaynaklanan yoğun toz birçok solunum yolu hastalığına neden oluyor. Temiz su yok, temiz yiyecek yok, hiçbir şey yok ve kalan yiyecekler de bozuldu. Yorulduk. Çocuklar olarak bizim günahımız ne?”

“Kaldırımda uyuyoruz”

Selman Ali Salim Aliva ise, çocukların çoğunun yüksek ateşten muzdarip olduğunu, yerlerinden edildiklerini, ne örtü ne yatak ne su olduğunu söyledi.

Eşinin de felçli olduğunu belirten 64 yaşındaki Filistinli, “Her gün yakındaki camilerden iki şişe su taşıyoruz. 20 gündür çocuklarım ve ben yıkanamadık, kaldırımda uyuyoruz.” dedi.

İbrahim en-Nehhal ise durumun çok kötü olduğunu belirtti.

“Oğlum hasta ve bu durumda tedavisini gerçekleştirmek çok zor. Ateş düşürücülerle ayakta tutmaya çalışıyoruz. Durum berbat.” 28 yaşındaki Filistinli, Gazze Şehri’nde yer alan Şifa Hastanesi’ndekilerin inatçı bir öksürükten yakındığını, hastanede sıhhi ortamın çok kötü olduğunu, su, elektrik, tuvalet olmadığını aktardı.

Sığınma alanları hijyenden uzak

İsrail saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin sığındıkları merkezlerin de kısıtlı imkanlar nedeniyle hijyenden uzak olduğu belirtiliyor.

Gazze’deki hükümet yetkilileri, sığınma merkezlerinde su, temizlik ve sterilizasyon malzemeleri bulunmadığını, yerlerinden edilen Filistinlilerin kirli su içtiğini ifade ediyor.

Gazze’deki Şifa Hastanesi’ne gelen yerinden edilmiş Filistinler, uyumak için yerde yatmak zorunda kalıyor, yıkanmak için su bulamıyor.

Aynı şekilde saldırılar nedeniyle yerinden edilmiş on binlerce insanı barındıran Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) okullarında da benzer durumlara rastlanıyor. Buralara sığınan Filistinliler, su, sabun ve sterilizasyon malzemeleri gibi hijyen olanaklarından yoksun.

Batı Şeria’da mahsur kalan Gazzeli işçiler, ucunda ölüm de olsa ailelerinin yanına dönmek istiyor

İsrail’de çalışma iznine sahip Gazzeli binlerce işçi, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırılarla başlayan savaşın ardından kendilerine yönelik tehditler nedeniyle güvenli bulmadıkları İsrail’den ayrılmak zorunda kaldı.

Bu işçilerden bir kısmı kendi kendilerine işgal altındaki Batı Şeria’nın farklı şehirlerine geldi. Bir kısmı ise İsrail güçleri tarafından çalıştıkları yerlerde gözaltına alınıp bir süre sonra Batı Şeria’ya sürüldü.

Gazzeli işçilerden 1200’ü, Filistin yönetimi ve sivil toplum kuruluşlarının sağladığı geçici barınma desteğiyle Ramallah Spor ve Eğlence Kompleksi’nin spor salonunda kalıyor.

Burada 21 gündür ailelerinden uzak kalan işçiler, Gazze’deki evlerinin ve mahallelerinin bombalanışını çaresizce ekranlardan izliyor.

Spor kompleksinin avlusundaki birçok işçi, İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun bombardımanı nedeniyle ailelerinin güvenliği konusunda endişeyle telefon başında bekliyor. Birçoğu da yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.

“Saniyeler veya dakikalar sonra ne olacağını bilmiyoruz”

AA muhabirine konuşan Cebaliye Mülteci Kampı’ndan 61 yaşındaki İslam Nadi, İsrail bombardımanında eşinin ailesinden 28 kişiyi kaybettiğini ve saldırıların kendi ailesini etkileyeceğine dair korkularının her geçen gün arttığını söyledi.

Saatler boyunca cep telefonunu elinde tutan Nadi, ailesinden gelecek bir mesaj veya telefonu dört gözle bekliyor.

Gazzeli işçi, “Eşimin geniş ailesinin evlerini hedef alan bombalama nedeniyle şu anda 70’e yakın kişi tek bir evde yaşıyor. Onları aradığımda ‘Hala nefes alıyoruz ve hayattayız’ diyor, ama saniyeler veya dakikalar sonra ne olacağını bilmiyoruz.” dedi.

İnşaat işçisi Velid Asfur (52) ise ailesinin Han Yunus’a bağlı Abasan beldesinde yerinden edildiğini ve şu an evleri hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi.

Asfur, “Uzakta olmanın ve kayıpların acısını yaşıyoruz. Her gün sevdiklerimizi, dostlarımızı, akrabalarımızı kaybediyoruz. Evler harabeye döndü, sonrası ne olacak bilinmiyor.” ifadelerini kullandı.

Her fırsatta ailesini aradığına işaret eden Gazzeli işçi, “Arayıp yanıt alamadığımızda dehşet içinde kalıyoruz ve her gün ailemizden birini kaybetmekten korkuyoruz.” dedi.

Asfur, 21 gündür devam eden savaşa rağmen, “Gazze’yi terk etmeyeceğiz, oraya döneceğiz ve orada kalacağız. Bedeli ne olursa olsun hiçbir güç bizi gönderemez. Ucunda ölüm bile olsa Gazze’ye dönmek istiyoruz.” diye konuştu.

“Yılların emeği saniyeler içinde yok oldu”

Gazzeli genç işçi İsmet Nadir ise İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bombalı saldırıda üç katlı evini kaybettiğini anlattı.

Nadir, “Bunca yılın emeği saniyeler içinde yok oldu. Ailem yerinden oldu. Aile bireylerim şimdi hastaneler ve UNRWA okulları (Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Ajansı) arasında gidip geliyor.” dedi.

Gözaltında ne su ne yiyecek verdiler

Ramallah’taki spor kompleksinde telefonlarını izleyen yüzler arasında büyük acı ve kayıp hikayeleri var, ancak işçilerin çoğu İsrail’in zulmünden çekindikleri için basınla konuşmayı reddediyor.

İsmini paylaşmak istemeyen bir işçi, İsrail’de posta dairesinde çalıştığını, 7 Ekim olayları başlayınca kendisi gibi 130 Gazzeli işçi ile İsrail polisi tarafından gözaltına alınarak önce Lid polis karakoluna, ardından Ofra Hapishanesine nakledildiğini söyledi.

Gazzeli işçi, “Hapishane çok dolu olduğu için bizi saatler sonra çıkardılar. Gözlerimizi ve ellerimizi bağlayarak bizi iki otobüse bindirdiler ve Kalendiya kontrol noktasına getirip oradan Batı Şeria’ya sürdüler. Tüm bu süre boyunca su da yemek de vermediler.” dedi.

“Gidip o kefenleri giyeceğiz”

Avludaki işçilerden 40 yaşındaki Mazin Hamdan da, bombardıman altında yakınlarını kaybetmenin acısını yaşadığını söyledi.

Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinden Hamdan, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Mülteci kampı yok oldu, Han Yunus yok oldu, 25 şehidimiz var. Amcamın kızı 5 yaşındaydı. O mu Yahudilere roket atıyordu? O masumdu. Gazze’de ölenlerin hepsi masum insanlar. Bize diz çökün diyorlar, çökmeyeceğiz. Teslim olun (diyorlar), olmayacağız. Gazze bizim toprağımız. Ben aslen Yafalıyım, bir gün onlara (İsrail’e) rağmen oraya geri döneceğim.”

Gazze’nin yalnız bırakıldığına dikkati çeken Hamdan, “Yanımızda duran sadece Allah var.” diye konuştu.

“Bakın buraya, burada herkesin evi gitti. Buradaki birçok insanın nüfustaki kütüğü tamamen yok oldu, öldüler.” diyen Hamdan, tek amaçlarının Gazze’deki ailelerinin yanına dönmek olduğunu vurguladı.

Gazze’ye giren az sayıdaki yardım tırlarında kefenlerin de yer aldığını gösteren sosyal medyadaki fotoğraflara işaret eden Hamdan, şöyle devam etti:

“Bizim olmak istediğimiz yer burası değil. Dönüp çocuklarımızı kucaklamak istiyoruz. (Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah) es-Sisi’nin hazırladığı yardım tırlarında yer alan o kefenlerden biri de benim için. Gidip o kefenleri giyeceğiz. Biz hazırız. Ant olsun ki, bütün Gazze yerle yeksan olsa bile Mescid-i Aksa’nın tek bir toprağını vermeyiz.”

Bir yandan Gazze’deki yakınları için endişelenen bu işçilerin işgal altındaki Batı Şeria’da güvenlikleri de garanti altında değil.

Filistin Esirler Cemiyeti Medya Koordinatörü Amani Sarhana, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki şehir ve kasabalara düzenlediği baskınlarda çok sayıda Gazzeli işçiyi tutukladığını belirtti.

Sarhana, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Gözaltına alınan işçilerin sayısı, bulundukları yer ve gözaltı koşullarına ilişkin kesin bir bilgi yok.” diye konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatından Gazze için acilen “maksimum yardım” çağrısı

İİT’den yapılan yazılı açıklamada, “İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşi saldırısı sonucu binlerce şehit ve yaralının olduğu, yüzlerce binanın yıkıldığı, altyapının tahrip edildiği, su ve elektriğin kesildiği, yakıt ve ilacın tükendiği, rastgele saldırılar nedeniyle Filistinlilerin yerlerinden edildiği” belirtildi.

İİT üyesi ülkelerin, Filistin halkının direnişinin desteklenmesi, gıda, tıbbi malzeme ve ayni yardımların sağlanması konusunda önemli bir görev üstlendiği ifade edilen açıklamada, bu ülkelerin Filistin halkıyla dayanışmasını sürdürmesi temennisinde bulunuldu.

Açıklamada, İİT üyesi ülkeler, İİT’ye bağlı kuruluşlar ve İslam dünyasındaki sivil toplum kuruluşlarından, İsrail’in Gazze’de savunmasız sivillere saldırıları sonucu yaşanan insani felaketin hafifletilmesi için “acilen mümkün olan maksimum yardımın yapılması” istendi.

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında son durum

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı.

İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırıya başladı.

Gazze’den düzenlenen saldırılarda 309’u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 913’ü çocuk ve 1709’u kadın, 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını duyurdu.

Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.

İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi’nden 6, Hamas’tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.

Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.

İsrail’in saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’nde gıda ve içme suyu konusunda ciddi kriz yaşanırken halk temiz olmayan suları tüketmek zorunda kalıyor.

İsrail’in ayrıca hastaneleri hedef alması ve kısıtlamaları dolayısıyla da hastanelerin önemli bir kısmı hizmet dışı kalırken, geriye kalan diğer hastanelerde hastalara ve yaralılara sağlık hizmeti vermek için gerekli ilaç ve tıbbi ekipman krizi yaşanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 − two =