Irak’ın Türkiye’den Suriye’deki Hol kampını kapatma talebi
Ankara hükûmet yetkililerinin sayısız istişarelerine rağmen Türkiye’nin Irak’la görüş ayrılıkları sürüyor ve Bağdat yetkilileri son dönemde bu komşu ülkeden yeni taleplerde bulunuyor. Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Aarci, Bağdat’ta Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler ile yaptığı görüşmede el-Hol Kampı’nın bölge için gerçek bir tehlike olduğunu ve bir an önce kapatılması gerektiğini vurguladı.
Özellikle güvenlik dosyaları tüm dosyaları etkilediğinden ve terörist unsurların takibi için güvenlik iş birliği, istihbarat ve bilgi alışverişi yoluyla bu dosyaların sonlandırılmasına yönelik gerçek bir irade mevcut.
Bilindiği üzere El Hol kampı, Suriye’nin kuzeyindeki Haseke vilayetinde, mültecilerin ve IŞİD olarak bilinen tekfirci teröristlerin akrabalarının tutulduğu bir çadır mülteci kampıdır.
El-Hol kampı, Suriye ve Irak’ta IŞİD grubuna ait kadın, çocuk ve erkeklerin kaldığı en büyük kamptır. Bu çadır kampı, Suriye’nin kuzeyindeki El Hol şehrinin güney banliyölerinde, Suriye-Irak sınırı yakınında bulunuyor. Açıkçası bu kamp, IŞİD terör örgütünün mağlup üyelerinin rehabilite edildiği bir yer olarak kullanılıyor.
Bu kamp ABD ve Suriyeli kandırılmış ajanları tarafından yönetiliyor ve bu kampta Türkiye’nin nüfuzunun fazla olduğu söyleniyor.
Aynı zamanda Bağdat hükûmeti yetkilileri, el-Hol Kampı sakinlerini saatli bombaya benzetiyor ve bu bombanın her an patlayabileceğine inanıyor. Bu nedenle Bağdat yetkilileri, IŞİD terör örgütünün olumsuz etkilerinden korunmak için Iraklı ajanlarını ülkelerine iade etmeye çalışıyor.
Her hâlükârda el-Hol Kampı’nın kapatılması Bağdat hükûmet yetkilileri açısından önemli. Her ne kadar el-Hol Kampı’nın kapatılması Amerika’nın Batı Asya ve Orta Asya ülkelerini istikrarsızlaştırma hedeflerine yardımcı olabilirse de, Ancak mevcut durumda bu kampın kapatılmasının Irak ve Suriye’nin güvenliğinin önünü açabileceğine şüphe yok.
Türkiye ile Irak’ın birçok ihtilafı söz konusu. Irak topraklarının bir kısmının Türkiye tarafından işgal edilmesi ve bu bölgelerde onlarca üs kurulmasının yanı sıra su sorunları da iki komşu ülke arasındaki ilişkilere gölge düşürdü. Su hakları meselesi ve Türkiye’den çıkıp Irak’a giren Dicle ve Fırat nehirleri üzerine Türkiye’de inşa edilen barajlar konusu da bu iki komşu ülke arasında hassas bir gündemi oluşturuyor.
Irak hükûmeti, Ankara hükûmetinin bu nehirlerdeki suyun azaltılmasına yönelik politikalarına karşı çıkıyor ve Türk yetkililerini Dicle ve Fırat nehirleri üzerine onlarca baraj yapılması nedeniyle su miktarını azaltmakla suçluyor.
Türkiye Savunma Bakanı’nın ziyareti öncesinde, bu ülkenin Dışişleri Bakanı’nın iki ülke arasında Türkiye Kürdistan İşçi Partisi, su krizi, Irak’ın Türkiye’ye petrol ihracatının yeniden başlaması gibi konularda iki ülke arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek amacıyla gerçekleştirdiği ziyaret başarısız olmuştur.
Bu bağlamda Türkiye meselelerinde Arap araştırmacı ve analist “Barkat Gar” şuna inanıyor:
“Türkiye’nin Irak’la rızaya dayalı bir yaklaşım yerine zorlayıcı bir şekilde görüşmesi müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’nin Irak’taki askerî varlığı gibi anlaşmazlıklar ve Irak petrolünün Türkiye’ye ihraç edilmesindeki sorunlar da sebep olmuştur.”
Bu durumda Türk hükûmetinin üst düzey yetkililerinin art arda Irak’a yaptığı ziyaretlerin sonuçsuz kalacağına şüphe yoktur. Çünkü Ankara hükûmeti yetkililerinin Irak dâhil bazı komşu ülkelere yönelik yaklaşımı yanlış bir tutumu ifade ediyor ve iki ülke arasında gelecekteki ilişkilere daha fazla zarar verebilir.