Aksa Tufanı’nın Yıl Dönümünde İstanbul’dan Yöneticilere Çağrı: Harekete Geçin!
Geçen yıl 7 Ekim sabahı, Yahudi varlığı “İsrail”in Filistin topraklarında 76 yıldır sürdürdüğü işgal ve katliamlarına karşı başlatılan Aksa Tufanı Harekatı, ölüm, yıkım ve soykırımın gölgesinde 1 yılı geride bıraktı.
“İsrail”in sahte yenilmezlik imajını yerle bir ederek İslam ümmetinin uyanışa geçmesi adına tarihi bir kırılma noktası olan bu harekat, aynı zamanda Yahudi varlığı ile normalleşme sürecine giren İslam beldelerinin yönetimlerinin hesaplarını alt üst ettiği için yalnız ve sahipsiz bırakıldı.
Bu kapsamda, Aksa Tufanı Harekatı’nın 1. yıl dönümünde Gazze ve Filistin halkına yalnız olmadıklarını hissettirmek, Müslümanlara ve güç sahiplerine sorumluluklarını tekrar hatırlatmak için Fatih Camii’nden Saraçhane Parkı’na yürüyüş gerçekleştirdik.
“1 Yıl Geçti, 57 Devlet Harekete Geçmedi” başlığı altında yapılan yürüyüşe erkek, kadın, genç, yaşlı ve çocuk binlerce Müslüman katıldı.
Öğle namazını müteakip Fatih Camii avlusunda toplanan Müslümanların katılımıyla Saraçhane Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi. Kelime-i Tevhid bayraklarının yanında Aksa Tufanı’na destek veren pankartların taşındığı yürüyüşte, yol boyunca tekbirler getirilerek, “Gazze’ye Selam, Direnişe Devam”, “Aksa Tufanı Yahudi’nin Mezarı”, “Ordular Aksa’ya, Mehmetçik Gazze’ye”, “Ordular Birleşsin, ‘İsrail’i Yok Etsin”, “Kahrolsun Hain İşbirlikçi Rejimler”, “Üzülme, Gevşeme, Allah Bizimle”, “Lebbeyke Ya Aksa”, “İslam Ümmeti Kabul Etmez Zilleti” sloganları atıldı.
Yürüyüşün tamamlanmasının ardından basın açıklamasına geçildi. Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım tarafından okunan açıklamada, İslami ve insani açıdan sonuna kadar meşru olan Aksa Tufanı Harekatı’nın, Müslümanlara karşı hiçbir hukukun gözetilmediği bir intikam ve soykırım savaşına dönüştüğü vurgulandı.
Geçen bir yılda Türkiye ve dünyada neler yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bir yılda yüz binlerce Müslüman dua nöbeti tuttular. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca vicdanlı insan, Gazze’deki katliamın durdurulması için meydanlara indiler. ‘İsrail’ ve destekçisi firmaların malları boykot edildi. Ancak buna rağmen Starbucks satışları yılda sadece %2,5 düştü. Coca-Cola büyüme oranını güncelleyerek sadece %2 küçülttü. Boykot edilen küresel şirketler kapanmadı, zarar etmedi, Yahudi varlığına desteğini çekmedi. Dahası, Türkiye ve İslam beldelerinin yönetimleri ‘İsrail’ ile ticaret yapmaya ve Siyonistlere lojistik destek sağlamaya devam ettiler.”
Açıklamada, daha sonra Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin Gazze ve Filistin’in kurtarılması için orduların harekete geçirilmesinin farz olduğuna dair fetva yayınladığını, ancak fetvanın 1 yıldır askıda olduğuna dikkat çekildi. İslam beldelerinin yöneticilerine seslenilerek şöyle denildi:
“Kardeşlerimizin kanının akıtılmasını umursamadınız! Kutsallarımızın çiğnenmesine aldırış etmediniz! İşte, Yahudi varlığı sizden cesaret alarak Gazze’den sonra şimdi Lübnan’a saldırıyor. Siz ise bölgesel savaş çıkmasın bahanesiyle ABD’nin size verdiği sessizlik rolünü oynuyorsunuz. Dünyanın sözde 5’ten büyük olduğunu söyleyerek çökmeye yüz tutmuş uluslararası sisteme itibar kazandırmaya çalışıyorsunuz. İşgalci Yahudi varlığı laftan anlamaz. Müzakere, ateşkes, diplomasi ve boykottan anlamaz! Sadece güç ve savaştan anlar! Bunun için tek çözüm; orduların harekete geçirilerek, gasp ettikleri mübarek topraklardan köklerinin kazınmasıdır.”
Son olarak Müslümanlara hitaben, “Gazze bize 57 liderin 1 Halife etmediğini gösterdi. Şimdi Raşidî Hilafet’in yeniden kurulması için çalışma vaktidir.** Artık ‘Hilafet kurulsun, ‘İsrail’ yok olsun’ diye haykırma vaktidir. Artık ‘Hilafet kurulsun, Amerika kahrolsun’ deme vaktidir.”** ifadelerine yer verilerek açıklama sona erdi.
Basın açıklaması okunduktan sonra İlahiyatçı-Yazar Dr. Abdürrahim Şen söz alarak bir konuşma yaptı. Abdürrahim Şen, konuşmasına 7 Ekim’de işgalci varlığı zelil eden Tufan’ın kahramanlarını selamlayarak başladı.
Kayıtlara geçtiği kadarıyla 41, ama uzmanların tahminlerine göre 200 bin insanın öldürülmüş olmasına, Gazze’nin bir hayalet şehre dönüştürülmesine rağmen yöneticilerin harekete geçmediğini ifade etti.
Yönünü Batı’ya, sırtını ümmete dönmelerinden dolayı yöneticilerin Gazze’nin çığlıklarını duymadığını, Batı’ya bağ-ım-lı olmalarından dolayı harekete geçmediklerini, sanki yaşayan ölüler olduklarını ifade eden Abdürrahim Şen, “işgalci Yahudi varlığı Aksa’yı ve Kabe’yi yıkmaya kalksa yine de harekete geçmeyecek misiniz?” diye sordu.
Yapılan duanın ardından program sona erdi.
