Ayetullah Hamenei: Düşmanın eli gösterdiği gibi dolu değil

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei Kohgiluye ve Buyer Ahmed Eyaleti Şehitleri Kongresi üyeleriyle görüşmesinde, düşmanın elinin gösterdiği gibi dolu olmadığını belirtti.

Ayetullah Hamenei bu görüşmede, “Bir milletin gençlerinin fedakarlığı, o milletin ilerlemesine maddi ve manevi çok büyük bir destektir. Bu korunmalı, kaybolmamalı, unutulmamalı veya çarpıtılmamalıdır” dedi. 
Ayetullah Hamenei’nin bu görüşmede yapıtlığı konuşmada, “Düşmanların ve özellikle de çağımızda aziz milletimize ve İran’ımıza karşı psikolojik savaşın temellerinden biri, bu düşmanları yüceltmektir; Bu devrimin başlangıcından beri var olan bir meseledir. Milletimize sürekli farklı şekillerde şöyle anlatıldı ki, ABD’den korkun, Siyonistlerden korkun, İngiltere’den korkun. Bu her zaman böyleydi. Muhterem İmam’ın en büyük sanatlarından biri de milletin kalbinden bu korkuyu kaldırmak, millete özgüven duygusu kazandırmak, ona iman duygusu kazandırmaktı. Millet, büyük işler başarmak için güvenebileceği bir iç güce ve kudrete sahip olduğunu hissetti.” beyanatında bulundu. 
Düşmanın bu psikolojik savaş hareketinin askeri alana girdiğinde sonucunun korku ve geri çekilme olduğunu ifade eden İslam İnkılabı Rehberi şöyle devam etti: Kur’an-ı Kerim bu geri çekilmenin aslında Allah’ın gazabına sebep olacağını belirtmiş ve açıklamıştır. 
Ayetullah Hamenei beyanatının devamında şöyle konuştu: Siyasi alanda düşmanı büyütmek insana yalnız olduğunu hissettirir, zayıf olduğunu hissettirir, bununla baş edemeyeceğini hissettirir; sonuç ise onun taleplerine teslim olmaktır. 
İslam İnkılabı Rehberi düşmanın kültürel faaliyetlerine temasla şu açıklamada bulundu: Kültür alanında ise düşmanı yüceltmek kendini farklı bir şekilde gösteriyor; pasif hissetmek, başkalarının kültürüne hayran olmak, kendi kültürünü küçümsemek, yabancı kültüre bağlı kalmaktan gurur duymak. Konuşurken veya yazarken batılı bir kelime kullanmaktan gurur duyan bazı insanlar var; bu yüceltmenin sonuçlarından biri de düşmanın kültürünü, geleneklerini, yaşam tarzını kabul etmektir; bu düşmanın  yürüttüğü psikolojik bir savaştır./