İran Z kuşağından bir kız; İmam Mehdi ile yapılan antlaşmadan başörtülü Olimpiyat bronz madalyasına kadar/”İran için savaşıyorum”

İran Z kuşağından bir kız; İmam Mehdi ile yapılan antlaşmadan başörtülü Olimpiyat bronz madalyasına kadar/”İran için savaşıyorum”

Mobina Ne’matzadeh, İran için canıyla savaşmak istediğini söylüyor.

İranlı 19 yaşındaki tekvandocu ve Paris Olimpiyatları bronz madalyası sahibi Mobina Ne’matzadeh, günümüzde İran’da ünlü bir isim haline geldi. Olimpiyatlardaki mücadelesinde sadece ilk maçı kazanmakla kalmadı, ikinci karşılaşmada da kendi kilosunun en büyük rakibini, dünya şampiyonunu yendi. Mobina, ilk büyük arenasındaki ilk katılımında olimpiyat bronz madalyasına ulaştı. Pars Today dergisinin onunla yaptığı röportajın bir bölümünü aşağıda okuyorsunuz:

Olimpiyat oyunlarının hangi bölümü senin için daha çekiciydi? İspanyol Adrina Iglesias’ı yendiğim maç, Paris’te benim için en iyi şeydi.

Bronz madalyadan bile daha mı önemliydi? O maç benim için erken bir finaldi. Adrina’yı yendiğimde altın madalyayı zaten almış gibiydim. Tüm planlarım onu yenmeye odaklanmıştı. Kendi kendime, “Eğer Adrina’yı yenersem, altın madalyam kesinleşir” diyordum. Onu yenmenin verdiği zevk, benim için bronz madalyayı almaktan daha büyüktü.

Paris’e gitmeden önce kimse madalya alabileceğini düşünmüyordu. Aslında sana şans tanımıyorlardı. Bu durum seni rahatsız etmiyor muydu? Hiç de değil, ben böyle şeylere hiç takılmıyordum. Kendime güvendiğim küçük bir dünyam vardı. Bu dünyada ailem, hocam ve tekvandoda bana yakın olan birkaç kişi vardı. Bu insanlar her zaman benim hayrımı istiyorlardı. Sadece onların sözleri benim için önemliydi; özellikle babamın bana olan tam güveni ve koçlarım Hadi ve Mehruz Saei’nin sözleri.

Peki hayatını tekvandoya nasıl adadın? Çocukluğumda çok utangaç ve sessizdim. O zamanlar teyzem tekvandoyla uğraşıyordu ve ailem beni de onunla birlikte götürerek biraz daha dışa dönük olmamı sağlamaya çalıştılar. Babam o dönemde milli takımda vücut geliştirme yapıyordu ve sporun zorluklarını bizzat yaşamıştı. Bu yüzden benim profesyonel sporcu olmamı istemiyordu. Ben sadece spor yapıyordum ama bir yarışmaya katıldım ve birinci oldum. 10 yaşındayken Asya şampiyonu oldum ve babam artık beni bu yolda desteklemeye başladı. O günden sonra babam hep yanımdaydı.

4 yıl sonra Los Angeles Olimpiyatları var. Ne yapacaksın? Şimdiden bir sonraki olimpiyat için planlarım var ve madalyamı daha üst bir seviyeye taşımak istiyorum. Bu hedefe sadece çok çalışarak ve sabrederek ulaşabilirim. İstediğim şeye bağlı kalmalıyım ve bu yolda ne olursa olsun, kaybetsem bile, düşsem bile, her zaman 2028 olimpiyatlarında altın madalya almak için savaşacağım.

Madalyanı İmam Zaman’a -sa- adamanın fikri nereden çıktı? Bu kararı o sırada mı verdin yoksa daha önceden böyle bir düşüncen mi vardı? İmam Zaman ile ahidleşmiş ve O’ndan yardım istemiştim. Eğer madalya alırsam mutlaka kendisine armağan edeceğime söz vermiştim ve bunu yaptım.

Cemkeran Camii mütevelli heyeti de sana fahri görevli olabileceğini söyledi. Bu konuda bir konuşma oldu mu? Hayır, benimle böyle bir konuşma olmadı ve ben sadece haberini gördüm. Kabul ederlerse bunu çok isterim.

Kerbela’ya da gidiyorsun, Olimpiyatlardan sonraki ilk ziyaretin. Neden Kerbela’yı seçtin? Bu benim üçüncü Kerbela ziyaretim. Orayı çok seviyorum. Hem bir kez daha ziyaret etmek hem de adaklarımı yerine getirmek istiyorum.

Bu ziyareti madalya için mi adak etmiştin? Bir deftere yazdığım birçok adaklarım var. Bunlardan biri de Kerbela’da 2500 tane donut dağıtmak. Bir diğer adak ise Türbe’de çikolata dağıtmaktır.

Birçok kişi 2000’li yıllarda doğanları dış görünüşlerinden yargılıyor ve sanırım senin bu sözlerin onlar için ilginç olacaktır. Mesela belki de senin namaz bile kılmadığını düşünebilirler. Aslında tam vaktinde namaz kılmaya çalışıyorum ama bazen beceremiyorum.

Başka ülkelerden de teklifler aldın mı, gitmeyi düşündün mü? Teklifler aldım ama ben asla gitmeyi düşünmüyorum ve gitmek istemiyorum. İran için canımla savaşırım.

Birçok kişi başörtüsüyle yarışmaya alışmış durumda, senin gibi yeni başlayanlar için dünya standardının dışında bir kıyafetle yarışmak zor değil mi? Ben çocukluğumdan beri başörtüsüyle antrenman yaptığım için alıştım. Artık sadece biz İranlılar değil, Özbekistan ve Suudi Arabistan gibi diğer ülkelerden de başörtülü sporcular katılıyor.

Tekvandoda başörtüsüyle ve başörtüsü olmadan yarışmak gerçekten farklı mı? Aslında hayır, bir fark yok.

Gelecekte ne yapmayı düşünüyorsun? Gelecek yıl Çin’de düzenlenecek dünya şampiyonasında varım. Fiziksel gücümü yükseltmem gerekiyor. Büyükler milli takımında ilk dünya şampiyonamda en iyi sonucu almak istiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

one + 5 =