Bize Hristiyanları ve Yahudileri “Kardeş” Olarak Görmemiz Öğretildi

Bize Hristiyanları ve Yahudileri “Kardeş” Olarak Görmemiz Öğretildi

Bu ay Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde, özel misafir olarak Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı Genel sekreteri Hüccetülislam velmüslimin Rıza Ramzâni’nin de katılımıyla “İslam; Diyalog ve Yaşam Dini” adlı uluslararası bir sempozyum düzenlendi.

Sempozyuma Brezilya Adalet Bakanlığı temsilcisi, Brezilya Kardinaller Konfederasyonu temsilcisi, Sao Paulo’dan bazı papazlar ve Hristiyan şahsiyetler, Sao Paulo şehri ve eyaleti siyasi yetkilileri, Güney Amerika’dan bir grup din alimi, vaiz ve dini şahsiyet katıldı. Konuşmacılar dinler ve mezhepler arası diyalogun gerekliliği üzerinde durdular ve Hoca Efendi Reza Ramzani’nin sempozyuma katılımından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Aşağıdaki metin, Sayın Hoca Efendi Reza Ramzani’nin İslam ve Şiilik ile ilgili görüşlerinden bazılarını içeren konuşmasının seçilmiş bir kısmıdır.

Kendini Bil

Uluslararası Ehl-i Beyt Cemiyeti Genel Sekreteri Sayın Hoca Efendi Reza Ramzani, sempozyumda yaptığı konuşmada Şii bakış açısında ilmin önemine değinerek şunları söyledi: “İlim her iyiliğin temelidir, cehaleti ise her kötülüğün temeli olacaktır. Cehalet tüm kötülüklerin kaynağıdır. İnsan kendini doğru tanırsa, Allah’ı da doğru tanır. Şii’lerin ilk İmamı Hz. Ali (a.s.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: ‘Kim kendini bilirse başkalarını da bilir ve kim kendini bilmezse başkalarını da bilmez.’ İnsan kendini doğru tanırsa, diğer insanları da doğru tanır ve onları daha iyi tanır. Vay cehalete! Cehaletin en kötüsü de kendini bilmemektir. Kim kendini bilmiyorsa kaybolur ve sapkına döner. İnsan saparsa başkalarını da saptırır ve başkalarına karşı daha cahil ve cahil olur. Hepimiz kendimizi bilmekle emrolunduk, ‘Kendini bil.’ Aristoteles de akademide şöyle yazmıştı: ‘Kendini bil, kendini bilmek insanın gelişmesinin anahtarıdır ve insana tüm insanlara karşı bir duygu kazandırır.'”

Hz. Ali Adaletin Sesi

Sayın Hoca Efendi Reza Ramzani sözlerine şöyle devam etti:

“Hz. Ali (a.s.), tüm Müslümanlar tarafından kabul görmüştür. Şii’ler onu İmam olarak bilirler ve Ehl-i Sünnet alimleri de Hz. Ali’yi (a.s.) dördüncü halife olarak kabul etmişlerdir ve ona saygı duyarlar. Onun birçok önemli özelliği vardır ve bunlardan biri de ‘adalet’tir. Lübnanlı meşhur Hristiyan yazar George Jordaac, Hz. Ali (a.s.) hakkında ‘Sessiz Adalet’ adlı beş ciltlik harika bir kitap yazmıştır ve bu kitabın özeti de tek cilt halinde yayınlanmıştır. Ben bu kitabın İspanyolca ve Portekizceye çevrilmesini öneriyorum. George Jordaac, Hz. Ali’ye (a.s.) aşıktır ve ona büyük bir sevgi beslemektedir.”

Uluslararası “İslam; Diyalog ve Yaşam Dini” Sempozyumuna Sayın Hoca Efendi Reza Ramzani’nin Katılımı

حضور حجت الاسلام و المسلمین رضا رمضانی دبیرکل مجمع جهانی اهل‌بیت (ع) در همایش بین‌المللی «اسلام؛ دین گفتگو و زندگی»

Diyalog İnsanı Olun

Uluslararası Ehl-i Beyt Cemiyeti Genel Sekreteri şunları ekledi:

“Hz. Ali’nin (a.s.) şu sözleri var: ‘İnsanlar iki gruptur; bir grup din kardeşleridir, bir grup da yaratılışta sana benzer.’ Bize, Hristiyanlara veya Yahudilere de ‘Hristiyan kardeşim’ veya ‘Yahudi kardeşim’ diye hitap etmemiz öğretilmiştir. Yani Hz. Musa veya Hz. İsa’yı takip edenlere, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) onların hepsiyle konuşmuş ve delillerini ve mantıklarını sunmuştur. Bir yerde Allah, Peygamber Efendimize (s.a.s.) şöyle buyurur: ‘Delillerinizi getirin’ Siz de mantığınızı ve sözlerinizi ortaya koyun ve birbirimizle konuşalım. Hatta hiçbir şeye inanmayan biriyle bile konuşun, ‘Ey kâfirler!’ ona kendi mantığınızı anlatın. Bu diyalogtur. Eğer mantığınızı anlamadılarsa ve argümanlarınızı kabul etmedilerse ve sizi hiç kabul etmedilerse, size söylediklerine karşı sabırlı olun, ‘Ve onların söylediklerine sabret.’ Onları terk etmek istiyorsan da onlardan güzelce uzak dur, ‘Ve onları güzelce terk et.'”

Peygamber Ailesi Diyalogun Öncüleri

Sayın Hoca Efendi Ramzani sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer biz de Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) ve Ehl-i Beyt’in (a.s.) yolundan gitmek istiyorsak, diyalog insanları olmalıyız. İmamlar ve dini liderlerimiz, İmam Sadık (a.s.) ve İmam Rıza (a.s.) gibi, Hristiyanlar ve Zerdüştler de dahil olmak üzere herkesle konuşurlardı. Birbirimizle konuşmalı, birbirimizi anlamalı ve saygı duymalıyız. İslam, Arapçada ‘es-selâmiyye el-müştereke’ olarak adlandırılan barışçıl bir yaşam tarzını teşvik eder. İnsanlığın bir arada olması gerekir. İslam, kendine, başkalarına, Allah’a ve doğaya olan bağlantıyı savunur. İslam, doğayı yok etmemeyi ve kirletmemeyi emreder. İslam doğaya bu kadar önem veriyorsa, insana ve hayvan haklarına ne kadar önem verir siz düşünün!”

Düşman Topraklarının Ağaçlarını Kesmeyin

Bu ilahiyatçı ve akademisyen şunları ekledi:

“Bin iki yüz elli yıl önce İmam Seccad (a.s.) tarafından elliden fazla hakkın yer aldığı ‘Risale-i Hakuk’ adlı bir risalenin yazıldığına dair delillerimiz ve belgelerimiz var. Ehl-i Beyt’ten (a.s.) doğaya karşı çok güzel bir rivayet var: ‘Eğer bir gün düşmanla savaşacak olursanız, düşman toprağının ağaçlarını kesmeyin ve yakmayın. Bunlar çevredir, içme sularını kirletmeyin.’ Hem Kuran’da hem de rivayetlerde çevreyle ilgili olarak ayrıntılı olarak bahsedilmiştir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 × 1 =