Kızıldeniz’de İran donanmasının varlığı artıyor

Kızıldeniz’de İran donanmasının varlığı artıyor

İran İslam Cumhuriyeti Stratejik Donanmasının 94. Filosu çerçevesinde Elborz muhribi Bab el-Mendeb Boğazı’ndan geçerek Kızıldeniz’e girdi. Aralık 2019’da Elborz muhrip temel onarım ve yeni teknoloji ve sistemlerle donatıldıktan sonra bir kez daha Ordu Deniz Kuvvetleri’nin güney filosuna katıldı.

İran İslam Cumhuriyeti deniz filoları, 2009 yılı başından itibaren nakliye hatlarının güvenliğini sağlamak, korsanlarla mücadele etmek ve diğer görevler için açık sularda görev yapmaya başlamış ve Elborz muhribi Kara Kuvvetleri’nin envanterine girmesi sağlanmıştır. Kızıldeniz’e Elborz’un giriş yapması da bu görevler doğrultusunda değerlendirilmektedir.
  Kızıldeniz ve Bab el-Mendeb Boğazı dünya ekonomisi ve ticaretinde belirgin bir rol ve öneme sahiptir, bu nedenle büyük bir stratejik öneme taşıyor ve bu bakımdan İran’ın bu denizdeki renkli ve etkili deniz varlığı da büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Kızıldeniz’deki korsanlık olayı, ticari gemilerin, İran petrol tankerlerinin ve balıkçı teknelerinin korunması ihtiyacını iki katına çıkardı.
 Son aylarda Kızıldeniz’deki gerilimin artması ayrıca Amerika’nın, Yemen’in işgal altındaki Filistin’e, özellikle de Eilat limanına giden gemilere yönelik saldırıları bahanesiyle, Yemen’e karşı bir deniz koalisyonu kurma çabaları, deniz kuvvetlerine olan ihtiyacı ikiye katladı.
Kızıldeniz, denizcilik ve uluslararası ticaretin ana geçiş noktalarından biridir ve her yıl yaklaşık 16 bin ticari ve askeri gemi ve dünya petrol üretiminin yaklaşık %30’u bu bölgeden geçmektedir. Ayrıca doğu ve batı ülkeleri sanayilerinin ihtiyaç duyduğu hammaddelerin ithalatı ve Asya, Afrika ve Avustralya ülkelerine ihracatı da genellikle bu bölgeden gerçekleşmektedir. Dolayısıyla Kızıldeniz, pek çok kıyı ülkesinin, bölgesel ve küresel çıkar ve hedeflerinin çatıştığı bir kutup haline gelmiştir. Ayrıca bu deniz, Batılı ülkelerin Fars Körfezi bölgesine yönelik herhangi bir askeri hareketi için önemli bir stratejik geçiş noktasıdır.
Kuzey ve güney sınırlarında uzun kıyı şeridine sahip bir ülke olan İran İslam Cumhuriyeti’nin ulusal güvenliği ve gücü açısından donanmanın  uluslararası sular ve denizlerdeki varlığının önemi yadsınamaz. Atlantik ve Pasifik gibi okyanuslarda  da güç gösterme, bölgesel ve küresel politika ve eylemleri etkileme alanında yadsınamaz bir rolü vardır.
Son yıllarda İran İslam Cumhuriyeti’nin stratejik donanması, su üstü ve altı gemileri de dahil olmak üzere yeni yerli gemilerle donatılarak  Fars Körfezi ve Hint Okyanusu’nun kuzeyinde ve Kızıldeniz’de büyük bir deniz gücü haline geldi. Bu gücün en önemli özelliği, güç gösterme yeteneğine sahip olmasıdır, bu da askeri kapasiteyi kullanma ve uzak bölgelerde, özellikle de okyanuslarda deniz operasyonları yürütme yeteneği anlamına gelir. 
Bu hedefe ulaşabilmek için hem lojistik hem de teçhizat ve muharebe kabiliyeti açısından uzaktan operasyon yürütme kabiliyeti sağlayan, “liman gemisi” adı verilen büyük gemilerin mutlaka bulunması gerekmektedir. Bu savaş gemileri, mobil bir deniz üssü görevi görür ve denizde konuşlandırılan kuvvetleri ve teçhizatı destekleyen temel altyapının bir parçasıdır.
Bu bağlamda, Mekran gemisinin inşası ve işletmeye alınması, İran İslam Cumhuriyeti Ordusu’nun stratejik donanmasının küresel varlığının ilk adımıdır. Bu mobil limanın devralınmasıyla, ordu donanmasının uzun zamandır küresel ölçekte ve okyanuslarda deniz görevleri gerçekleştirme hayali mümkün oldu ve bu alanda ilk adım Mayıs 2021’de atıldı. Mekran gemi grubunun sevkıyatı ile Makran gemisi ve yerli muhrip olan Sahand, Atlantik Okyanusuna açıldı.
İran’ın stratejik donanmasının açık sularda bulunabilmesi için gerekli kabiliyetlerin oluşturulması amacıyla yıllardır süren çabaların ardından artık bu alanda etkili adımlar atılmış, bu alanda uygun altyapı ve gemiler hazırlanmış veya hazırlanmaya devam ediliyor. Ordunun stratejik deniz komutanlığı, bunu İran İslam Cumhuriyeti’nin büyük ulusal stratejisi doğrultusunda gerçekleştirmeyi planlıyor. Aslında donanma, İran’ın okyanuslarda hüküm süren kolu ve ülkenin makro ve stratejik alanlarını etkileyen stratejik bir güçtür. Bu gücün eylemleri özellikle ulusal makro politikalarda etkilidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 − 15 =